Ey Diyarbekir!
Sen benim, en mutlu, neşe ve sevinç dolu, yarınlarım,
Sen benim, en harukulede bahçem, ve en bereketli bağlarım,
Sen benim, seveni sevdiğine kavuşturan, yollarım,
Ve sen, benim kesik uçlu kalemlerle
yazdığım, umutlarımsın.
Ey Diyarbekir!
Sen benim, en rahmani duygu ve
düşüncelerim,
Sen benim, en ihlaslı ve en içten ibadetlerim,
Sen benim, alimlerin meclisinde okundukça okunan us kitaplarım,
Ve sen, sende yaşadığım en manidar
hayat dolu gün ve gecelerimsin.
Ey Diyarbekir!,
Sen, benim soframdaki en helal
taamlarmın, bereket ve lezzeti,
Sen, benim bu üç günlük fani dünya
hayatımın, şeref ve izzeti,
Sen, benim asil ve yufka gönlümün
harareti,
Ve sen, benim bir anlık firakında, sararıp
solmuş benzim betimsin.
Ey Diyarbekir!
Sen benim, sana olan ulu meftunluğum, ve
en yaman delikanlı çağlarım,
Sen benim, tarih sayfalarına altın
harflerle yazılmış, 4asil atalarım,
Sen, benim, uzaklarımı yakın, yakınlarımı uzak eden,77 rahvan atlarım,
Ve sen, sevgi dağlarında, aşk ve şevkle yaptığım, muhabbet
fedailiğimsin.
Ey Diyarbekir!
Sen, benim sayılı ömür miadımın dünü,
bugünü, yarını,
Sen, bana ve sevdiklerime, cennet
muştusunu veren, hasane ve hayrı,
Sen, en insani tohumların filizlendiği, gönül tarlaları,
Ve sen, insanlık yolunda, rahvan at
misali dörtnala şahlanışısın.
Ey Diyarbekir!
Sen, benim beş çocuğumun, helal süt ile
emzirilişi,
Sen, kaybolmaya yüz tutmuş, maddi
manevi değerlerin, yeniden dirilişi,
Sen, Diyarbekir’liyim diyenlerin, birbirlerine
rıza-i Lillah için gidip gelişi,
Ve sen, gönül vazosuna, yedi veren
Muhammedi güllerin, bırakılışısın
Ey Diyarbekir!
Sen, benim fikri güzel, gönlü güzel
insanlarımın, aşk ve şevki,
Sen, emri-bil maaruf neh-yi anil münkeri,
yaşama zevki,
Sen, şanı yüce Yaradan’ın rızasını
kazanmışların, cennete sevki,
Ve sen, bakmakla yükümlü olduklarını, helal lokmalarla doyuran, bir babanın keyfisin.
Ey Diyarbekir!
Sen, benim seksen bir yalancı cennet vilayetlerimin
içinde, en güzide vilayet,
Sen, yazıla yazıla, anlatıla anlatıla,
bitirilemeyen sevgi ve muhabbet,
Sen, rahmani kitaplardaki ahde
vefalılık, uhuvvet ve sadakat,
Ve sen insanı işin kolayına kaçmadan, yerin göğün sahibine ulaştıran, tarikatsın.
Ey Diyarbekir!
Sen, benim dostlarıma gösterdiğim, en
muhteşem misafirperverlik,
Sen, kimsesiz dul ve yetimleri, garip
gurabayı, fakir fukarayı, mutlu eden iyilik,
Sen, insanı sorgusuz sualsiz cennetlik
eden, güzellik,
Ve sen, sen yaşadıkça seve seve aşk ve
şevkle yapılan, en hayırlı kardeşliksin.
Ey
Diyarbekir!
Sen benim, en mutlu olduğum günlerdeki,
en düzenli nabız atışım,
Sen benim, şerefsiz ve namussuzlardan, zalim
ve gaddarlardan, son sürat kaçışım,
Sen, Ağustos sıcaklarında, asırlık bir
çınar ağacının dibinde, şirin uykulara dalışım,
Ve sen, günahlarımdan azad olmak için, şanı yüce Allah’a yalvarış ve yakarışımsın.
26/Haziran/2018