Ne dünya, 
Ne feza, 
Ne de hayran bırakan yaratılışlar siler seni,
Senin o zümrüt gözlerini.

Viyana’yı kimse bilmezken 
Bulutlar arasında henüz doğmamışken Sezar,
Ya da açmamışken dersime vurgun bir kardelen,
Nereli olduğunu biliyordum.
Ben, 
Seni
Her düşte, 
Gizlenmeyi bilmeyen bakışlarımla izliyordum…

Vatikan’dan yükselen ilahiler;
İsa’ya ulaşır diyenler
Ve kabul etmeyenler günahlanırken.
Seni Tanrı’yla,
Sevgini, yokluğunla sınıyordum.

Kimsenin çözemediği sevdanın sırrını.
Suya dokunan parmaklarımla, 
Kalbimdeki mabetlerin kapılarına, duvarlarına,
Her an yakalanacakmış gibi,
Suskun bir dil
ve
Kocaman açılmış gözlerle yazıyordum.

İnançlarımı, 
Kendimi affettirmek için değil,
Seni açıklayabildikleri için seviyordum. 

Ne su 
Ne göğüs kafesim 
Islak olmadı bu kadar.
Gözlerimden değil, cehennemden düşer. 
Acının tarifini yapan bu damlalar.

Mucize gibi bakma bana,
Eflatun,
Mavi,
Deniz yapma vakti geldi, kur saatini.
Gözlerin değil zamanı donduran.

Bilirsin, sarılışlarındır;
Nefesimi boğazımda,
Sözcükleri kâğıtlarda bırakan.


( Deniz Yapma Vakti başlıklı yazı SerkanB. tarafından 1.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.