Şunu da unutmayınız sahipliği olan zengin bir kişi de zenginlik baskın ve aktif iken, ikilinin girişmediği durumlarda zenginin karşısındaki fakir kişide de fakirlik baskın ve aktifliktir. İkisi de bağ aktif yapıcı olarak davranırlar. Sömürünün enstrümanı olduklarından ikisi de enfekte edilen duygu olarak oluşur.


Çocuğu varken kadının ana olucu özellik duyuşu aktiftir. Kadındaki teyzelik, yani ana olmama (teyze olma) beliremez. Bunlar birbirinin zıttı değil. Birbirine dönüşmezler. Ama duygu olarak, algı olarak belirme esasları çok benzer. Ana duygusu ve teyze oluşun sosyal duygusu aynı kişi olan alan üzerinde beliren duygu, düşünce, algı olmakla kişiyi dışa doğru yönelimli kılarlar.


Kadının analık duygusu etkin ve eylemli iken beliremeyen yok olan ikinci duygusu; yeğeninin yanında öğrenilmiş belirimi, aktif olur. Teyze duygulu belirin yeğeninin yanında karşı taraftaki yeğenine doğru eğilim eder. Yani dıştaki yeğene karşı eğilim eden duyuş, önceki pasif olan teyzelik duyuşu olmakla, teyzelik aktif duruma geçer.


Bir bağıntı içindeki iki duyuştan hangisi pasif ise pasif olan diğer eylem ve yönelim olabilen duygu manaya karşı bir alçak alan işlevi görür. Girişme bağıntısına sanal bir mekân boşluk devinmesi olmakla davranır. Zıtlık çevredeki diğer aktif işlev öğelere karşı çekimli ya da itme yapar.  Evlat ve yeğen, ikisi kadınla bir aradaysa eğilim ikirciklidir. Nötr gibidir. Kadın dışta evlat ya da yeğenden aktif olana göre bir ona bir ona karşı belirecek gerilim duygusunu artırır ya da azaltır.


Sahipliği olmayan bir kişinin yanında, bin dönüm arazisi olan kişi zengindir. Bin dönümlük arazi aynı ortam içinde sizin enerji sağlama (üreten) çalışmanıza karşılıktır. Mülk sahibi kendi emek çalışması ile çalışma nesnesi olan bin dönüm araziyi elinde hazır tutar. Kişinin elindeki çalışma nesnesi olan arazi, dıştaki kişilerde olmadığı için çalışma nesnesi dıştaki kişilerin çalışma eğilimini kendi üzerine doğru çeker.


Mülk sahibi elinde hazır tuttuğu çalışma nesnesi nedenle dıştan kendi elindekilere doğru eğilimli olanlar karşısında; kendi çalışma eğilimini pasif eder. Kendisi için çalışılacak olan zamanı da elindekine çalışmaya gelenlere bindirir. Kendi üzerinde gizlediği çalışma eğilimi karşı tarafı çalıştırma duygulu eğilime dönüşür. Arazinin çalışmanıza karşılık olması nedenle, arazi sahibi sizin bu eğim ile zorunlu oluşunuzdan ötürü size efendidir. Kuşkusuz zengin olan kişinin fakirliğe dönüşme eğilimi de vardır.


Zenginlik-fakirlik mülk ilişkisiyle ortaya çıktığı için zenginin mülkünü kaybetmesiyle (iflasıyla) fakirliği de mümkün olur. Ama zengin kişinin yanında hep mülksüzler bulunduğu için zenginin aktif bir fakirliği beliremez. Ama zengin kişinin kendi içindeki zengin ve fakir oluşu düşünür. Bu tarz duygu ve düşünce bağıntısı kişide, kaybeden kazanan duygular olmakla kişi birbirine dönüşen fantezi vesveselerinden kurtulamaz.


Zengin olanın bu pozisyonu fakir olma duygu ve fakir olma korkularına dönüşmesi nedenle zengin kişi daha çok zengin olma ya da zenginliği sürdürme veya zenginliği elinde tutma olarak dışa hüccet (fitne) eder.  Aynı düşünce ve duygu da fakirlik pozisyonu üzerinde kendi içindeki zengin oluşa doğru fantezi kuruntular üretir. Bu kuruntulardan biri dıştaki zengine doğru belirimle yine bir karşıt fitne olacaktır.


Ama bin dönüm arazisi olan zengin kişinin yanına yüz bin dönüm arazisi olan bir kişi geldiği zaman kendilik kıyas ve algı değişir. Bin dönümlük mülk ile zenginliği olan kişinin zenginliği, bin dönümlük arazisi olan kişi yanında sönümlenir. Yüz bin dönüm mülk yanındaki süre durumla rızkı kısılan fakir biri gibi belirmeye başlar. Bin dönüm, bir tür eylemlilikse; yüz bin dönüm bin tür eylemliliktir.


Bin dönümlük sahipliği olan zengin kişi; açlığın tokluğa dönüştüreceği görünüm ve vaat ile sahipliği olmayan fakirlik üzerine kendi baskı ve basıncını oluşur. Fakirlik efendinin (zenginin) sahipliği üzerinde üreten (çalışan) olmakla, “açlığın tokluğa dönüşeceği algısını bilişen” fakir kişi, zenginliğe doğru bir çekilimle eğilim eder.


Üzerinde çalışma bilişmesini veren diyalektik, mülkteki sahipliğin kozu olacaktır. Çalışma bilişmesini veren baskı ve basınç, mülkü olan zengin ile fakir arasındaki eylemleri dönüştürür. Mülk ve mülklü olanların baskı ve basıncı; açlık duyumunu tokluğa dönüşecek olmanın eylem manasını veren duyumların ağırlık baskı ve basıncı ve yine ortamdaki belirimlerinin baskı ve basıncı; zıtlar arasındaki bağ alanı büker; yamulturlar.


Alanın bükülmesi de ortamı, inişli çıkışlı zorluk ve kolaylıklara dönüştürür. Bu tür bükülme olaylarının özgün izahını, aşağıda söyleyeceğim durumların en az iki hal ile bir arada tasavvur ediniz.



Dört tarafında gerilmekle dümdüz edilen çarşafın zihni simülasyonu üzerine bir kiloluk bir gülle koyup sonrası durumu akılda canlandırınız. Ve çarşafın bir köşesine koyacağınız bilyenin çarşaf sathındaki ortam çökmeli alanın içinde gülleye doğru düşmesiyle nasıl bir davranış içerisinde olacağını zihnen tasarlayın.


Ve şimdi de yine aynı zihni simülasyon ile çarşafı bir oda zemini üzerine dümdüz serin. Üç beş kiloluk bir gülleyi yine çarşaf üzerine koymakla önce çarşaftaki ezilmeyi görün.


Sonra da gülleyi çarşafı zemine daha da sıkıştırır şekilde gülle üzerine yapacağınız baskı ve basınçla gülleyi çarşaf üzerinde döndürme yapın. Dönme hareketinin çarşafta oluşturacağı kırılma, kırışma, kıvrılma, bükülme gibi çeşit çeşit birçok efektifi ilikler görürsünüz. Çevirme hareketi ile çarşaf yüzeyin de oluşan birçok kuvvet çizgilerini gözünüzde canlandırınız. Ya da deneyin. İşte var oluşu içinde olay ufku hep böyledir.


Bükülen alan içinde bilyeler gülleye doğru düşer. Bilye bu alan çizgilerine göre ya hızla gülleye doğru kolay şekilde daha da hızlanarak gidecektir. Ya da ortamın dalgalanması ile oluşan sürtünme yüzeyi bilyenin gülleye doğru gitme hızına göstereceği direnç nedenle direnç alanı bilyeyi yavaşlatacak veya bilyenin hareketini durduracaktır.


İşte alan ve bu alan içinde oluşan eğilip bükülmeler nedenle, eğilip bükülmelerin harekete göstereceği kolaylık ve zorluklar böyle oluşmaktadırlar. Toplumsal ortam içindeki zorunlu üretim ilişkileri içindeki bağ alanlar üretim sonrasında mülk sahibi yararına göre olan mana ilişkilerine göre düzenlenir.


Bu düzenleme ile ve birçok farklı üreten ilişki yoğunlaşması nedenle oluşan bu girift durumlar toplum sal ortamı çarşaf yüzeyi gibi gerilim alanlarına böler. Bu tür ortam bükülmeli gerilim alanlarından birisi de zenginlikle fakirlik görünümlü konumlanmalardır. Fakir, zenginin eğip büktüğü alana doğru düşer.


Zenginlik ve fakirlik birbirinin “belireni ve beliremeyeni” oluşla davranacak ve ortamı eğip bükmekle ortamı gerilimli yapacaktırlar. Yine zenginlik ve fakirlik toplum içinde birbirinin tamamlayanı olmakla yine ortamı eğip bükmekle ortamı gerilmeli davrandıracaktır. Yine zenginlik ve fakirliğin çıkarları karşıt ve uzlaşmaz olmakla, ortam çatışmacı gerilmelerle stres vermeyi vs. davranacaktır.


Toplumsal ortam fazladan ve yapay yolla bu tür El mantıklı birçok enfekte ortam gerilmelerine açıktır. Ortam; birçok ortam gerilimleri ile de doludur. İşte ortam bu tür olay ufku olucu belirmelerle birbirine zıt veya birbirini destekler yönde ya da birbirine zorluklar gösteren girişmeleriyle doludur. Sürecin analitik analizini bununla kısa tutuyorum. Bu nedenle olay ufku içinde iki nokta arasındaki etkin alan; süreç girişmelerine ya eğim (kolaylık) olurlar. Ya da yokuş yukarı etki ile (zorlukla) davranır.


Kişinin kendi içinde zenginliği varken belirememekle fakirliği yoktur. Ya da kişi yoksul iken varsıllığı yine belirememekle yoktur. Ama o zengin kişinin fakirliği belirimsiz olmakla üst üste; yan yana ve bir arada zamanlar olmakla hep kişinin kapsamı içinde vardırlar. Bu nedenle kişi üzerindeki zengin fakir bağıntısı niceli durumlar fantezisi ile zenginlik fakirliğe, fakirlik te zenginliğe dönüşür.


Öyleyse fakir kişi içselinde zenginlik belirim verememekle bir boşluk devinmesidir. Zengin kişide de fakirlik belirim verememekle etkin bir boşluk alan devinmesidir. Fakirliğin kendi zenginliğiyle bir arada olması demek diğerinin belirim veremeyen varlığı ile bir diğerine boşluk devinmesi gibi davranır olmasıdır.


Süreç zenginliğe bağıntı olacak her bir durumlarıyla gülleye doğru serbest düşüşe kolaylığı gösterecek olmanın eylem alanlarını oluşurlar. Aynı şekilde ortam bükülmesi ters yönden fakirliğin zengin olmasına çok büyük direnç olacaktır.  Direnci aşanlar az olacak ya da kayrılır olacaklardır.


Ortam içinde zengin ve fakir oluş kişi içinde bir arada, yan yana olacaktır. Zengin ve fakirlik kişi dışında ayrı ayrı kişiler üzerinde aktif pasif oluşa göre birbirine karşı belirimler olmakla karşı karşıya olacaktır. Karşı karşıya olup ta veya yan yan olup ta belirim veremez olanın varlığı diğerine boşluk alan hareketi gibi davranmasına neden olur.

( Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 17 başlıklı yazı Bayram KAYA tarafından 6.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.