Kültür kavramı genel olarak toplumların kendilerine özgü yaşam biçimi, maddi ve manevi tüm değerleri olarak tanımlanır. Bununla birlikte tüm bu değerlerin, milletlerin kendilerinden sonra gelecek olan nesillere aktarılması gerekmektedir.
Yüce Türk milletinin asırlardır süregelen ve gerek saygı, sevgi, hoşgörüsü ile gerekse diğer tüm milletlerden ayrı, kendine has, derin bir kültür anlayışı vardır. Atalarımızın bizlere emanet etmiş olduğu ve gelecek nesillere en doğru biçimde aktarmamız gereken bu kutsal emanete ne derece de sahip çıkmaktayız? 
Hepimizin bir şekilde tanık olduğu ve işittiği "yeni nesil çok bozuk," "şimdi ki gençler..." gibi sitemkar sözlerin kaynağı nedir?  Unutmamamız gereken önemli bir nokta var. Bizler birey olarak (anne, baba, ağabey, abla, öğretmen vb.) gençler ve çocuklar üzerinde doğrudan sorumluluk sahibiyizdir. Eğer yeni nesil de öfkeli, nefret dolu, saygısız, stresli, huzursuz ve daha birçok sorunlar görünüyorsa bu durum da doğrudan yetişkinlerin de payı var demektir.
Gerçek anlamda kültürümüzü doğru bir biçim de aktarabilirsek eğer bu gibi sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Çünkü Türk milletinin kültür yapısı, saygı ve sevgiyi temele alır. Saygı ve sevginin hakim olduğu bir toplum da her türlü sorun ortadan kalkar, huzur ve güven ortamı sağlanır. 
Türkiye'nin ve Türk milletinin gelişmesinden rahatsızlık duyan bazı haysiyetsizler, dört bir yanı cennet ülkemizi uçuruma götürmenin her türlü yolunu denedi. Birçok denemede başarısız oldular. Tüm bu başarısızlıklardan sonra Türk kültürünün ve kimliğinin sağlamlığını anlamış olmalılar ki günümüz de yoğun bir şekilde kültürümüze saldırmaktadırlar. Bu durum açık ve net bir şekilde gözlemlenebiliyor.
Özellikle batı kendi bozulmuş kimliğini ve kültürünü bizlere dayatmaktadır. Üstelik tüm bu saçmalıklar çağdaşlaşmanın şartıymış gibi bizlere sunulmaktadır. Son zamanlar da batılı gibi davranmamak ya da batılı gibi konuşmamak adeta toplum nezdinde ayıp bir özellikmiş gibi saklanır hale gelmiştir. Bir Türk kızının babasına "geri kafalı" diyebilmesinin temelin de malesef ki bu sebep yatmaktadır.
Bütün bunları göz önünde bulundurduğumuz da Türk halkına büyük görevler düşmektedir. Yeni nesilden şikayetçi olmak ya da yeni neslin kimlik bunalımı içinde eriyip gitmesine seyirci kalmaktansa onlara kültürümüzü, tarihimizi, maddi ve manevi tüm değerlerimizi aktarmalıyız.
Çağdaş ve uygar bir medeniyet olmanın en temel şartı budur. Bu güne kadar ki tüm medeniyetleri inceleyecek olursak eğer (İnka, Maya, Çin, Mezopotamya Medeniyetleri) kültürlerine çok iyi bir biçim de sahip çıktılarını görebiliriz. Her millet gelişimini kendi benliği ile sağlayabilir. Biz Türk milleti de kendi kimliğizi koruyabildiğimiz takdir de çok daha çağdaş ve güçlü bir uygarlık haline gelmemiz an meselesidir. Bu hususta hepimiz çok çalışmalı, çok fazla emek vermeliyiz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün belirttiği gibi; "Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluğa eriştirmek için iki orduya ihtiyaç vardır; biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğurun kültür ordusu."


Fatih Yeşilyurt
10.07.2018
Salı
( Kültür Ve Medeniyet başlıklı yazı Fatih01 tarafından 11.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.