Hezeyan yüklü yolculuk
İri gözleri kelamın
Kanayan bir satır y/arası.
Düşlediğimin izindeyim
Yanlı haznesinde devranın
Çalakalem yaşamak mı da maharet
Uzamında hep gözyaşı?
Ah’lar devriye geziyor
Biteviye yanar söner ışıldak:
Köhnelerin izinde;
Aşkların serzenişinde
Gönülden coşkuya nail olmak neymiş
Gördüm artık.
Şifahen azmindeyim iflah olmaz
yarınlarımın
Yalandan sever gibi yapıp
Gidenlerin de yalancısı
Bir dizeyim altı üstü:
Yan gözle bakan hangi imgeyse
Yansız dilinde hazanın
Kaptı kaçtı bir yolcu
Elinde tutsak bir yürek
Kalbinde boşluk
Hacminde yoksunluğun
Vakur bir o kadar başıbozuk.
Sıfatların canı cehenneme!
Yol yordam bilmez hangi taraf?
Hangi kanıt?
Hangi duygu yinelenen
Vah’ların kanayan yarasında
Baygın bakışlı ölü balık mı da
Sazan misali çarpıldığım
Her cereyan?
Sözcükler pek kibirli
Kayıtsız rahvan boşluk
Önsezilerimde yeknesak tını
Soyutlardan gelip geçen sarnıç
Darmaduman içimdeki ukde.
Kanayan tutsak!
Sen aciz yolcu!
Suretlerin izinde asılsız bir dokunuş
Huda’nın uzattığına nail olup
Sevgiye ortak hangi kambersiz düğünde
Kaybolmak kadar hicap yüklü
Zar atan tahayyülü vebali kadar
Yokluğa gönülden ortak.
Asılı kaldığım kayıp mevsim
Mutsuzluk kadar bela başıma sardığım.
Dualarımla kesişip de
Ortadan kaç parçaya ayrıldım kim
bilir?
Büklümlerinde şiirin
Muazzam çöküş
Yol çok çok yakın.