Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 19.07.2018
Okunma Sayısı : 1927
Yorum Sayısı : 17


Elinize  bir  kitap  alıyorsunuz ve kitabın  kapağını  kaldırıyorsunuz.  İlk  olarak  karşınıza  çıkan  ifade  şu:

'' Bi iznillahi taala  münzeldir ''  Yani ''Allah'ın  izniyle  indirilmiştir.''

Din  ile  (İslam  da  dahil  herhangi  bir  kitabî  dinden  bahsediyorum )  en  küçük  bir  ilginiz  varsa  inanırsınız  ya  da  bilirsiniz  ki  Yüce  Allah dört  kitap indirmiştir:  Tevrat,  Zebur,  İncil  ve  Kur'an...Lakin  elinizdeki  kitap  ne  Tevrat,  ne  Zebur,  ne İncil,  ne  de  Kur'an 

Peki  kime  indirilmiş(!)  bu  kitap?

Hemen  onun  cevabı  da  var  kitapta.

''İskender  el  Ekber'e  aittir ''

Oldukça  ilginç  değil  mi?  

İskender el  Ekber aslında  ''  Büyük  İskender ''  anlamına  gelir  ama  bu  kitap  tarihten  bildiğimiz  o  meşhur  Makededon  İmparator  Büyük  İskender'e  ya  da  Kur'an'da  adı  geçen  İskender-i  Zülkarneyn'e  indirilmemiş...  Günümüzde  halen  yaşayan ( Ki ondan  da  çok  emin  değilim ) İskender  adlı  bir  şahsa  indirilmiş (!)

Dahası  var:

Bu  kitabın  her  bir  bölümüne  de  ''Sure ''  Deniliyor. Ama  Kur'andaki surelerin  adları  verilmemiş sure(!)lere.  Yani  Allah-ü Teala  Kur'andan  sonra  da  bir  kitap daha  nazil ediyor(!)  Üstelik  bu  kitabı  Fahr-i  Alem  Muhammed  Mustafa'ya bile  layık  görmediği  bir  sıfatla  sıfatlandırdığı,  '' Ekber  ''  dediği  birine  veriyor (!)  Yani  ''Allahu  Ekber''  den  sonra  bir  de  ''  İskender  el  Ekber'' imiz  oluyor. Yüce  Allah  hiç  bir  peygamberine mesela  Musa  el  Ekber,  İbrahim  El  Ekber,  İsa  el  Ekber  hatta  Muhammed  el  Ekber  diye  hitap  etmezken  İskender'e  İskender  El  Ekber  diyor(!)

Evet,  sureler  demiştik.

Bu  kitaptaki  sureler  ne Fatiha  ne  Bakara,  ne Âl-i  İmran...Tamamen  başka  sureler. Kur'anda  olmayan  sureler...İncil,  Tevrat  ve  Zebur'un  bölümlerine  bile  sure  değil  de  bâb  derken  bunlara  sure diyoruz. (  Tevrat,  Zebur,  İncilde de  yok  böyle  sureler ) 

Bu  sureler (!)  ise  şunlar:

İnzal  Süresi
Anlaşmazlık  suresi
Müjde Suresi
Mehdi Suresi
Sürur  Suresi
Tilavet Suresi
Namaz  Suresi
İnsan  Suresi ( Kur'anda  da  bu  adla  bir  sure var ) 
Zaman  Suresi
Kuddusi  Sır  Suresi
Cebrail  Suresi
İhsan  Suresi
Tayyi Mekan  Suresi 
Vazife  Suresi
Tekamül  Suresi
Rıza  Suresi
Esma-ül-Hüsna  Suresi
İktidar  Suresi
İmamet  Suresi
Kaadiri Mutlak  Suresi


Bu  sureler(!)  de  Aynen  Kur'an-ı  Kerimde  olduğu  gibi  ''Bismillahirrahmanirrahim''  ile  başlıyor. Ancak  Kur'andaki  gibi  Arapça  harflerle  değil...Şu  an  kullandığımız  Latin  alfabesiyle...

Ve  her  surede ''  Bismillahirrahmanirrahim''  den hemen  sonra  kendisine  iş  bu  kitap indirilmiş(!)  olan  İskender'e,  Yüce  Rabbimiz   ya  ''  Ey  İskender  el  Ekber  Kulumuz ''  ya  da '' Ey  İskender  el  Âzam  kulumuz''  Diye  hitap  ediyor.

''  Yani  İskender  bir  Peygamber  mi?  Peygamberlik  mi  iddia  ediyor?''  Diye  sorduğunuzu  duyar  gibiyim. 

Hayır.  O  peygamberlik  iddia  etmiyor.  Onun  iddia ettiği  şey  Mehdilik.  Ama  o  öyle Adnan  Oktar  gibi ( Çok şükür  tıktık  kodese ) ,  Hasan  Mezarcı(  O  da  öldü  gitti)   gibi  tırışkadan  bir  mehdilik  derdinde  değil.  O  bir Mehdi  Resul(!)

''Peygamberim''  demiyor  asla.  '' Mehdi  Resulüm''  diyor.  

Peki  ona  bu  Mehdi  Resullük  payesini  kim  vermiş?

Kim  olabilir  ki?  Doğrudan  doğruya  Allah  vermiş (!)  İnanmazsanız  bahsini  ettiğim  kitaba  yani  RİSALET  NURLARINA  bir  bakın.

Risalet  Nurları  adlı  kitabın Anlaşmazlık  suresinde (!)  Allah  açık  açık  İskender'e  ''SENİ MEHDİLİKLE VAZİFELİ KILDIK.  ''  Diyor (!)

Dahası  da  var:

İskender'e  gelen ilk  emir  de  ''  Oku ''

Okumasına  oku  da  bu  ''Oku''  az  farklı ''

'' Yaratanın adıyla  oku ''  değil  ilk  emir.  Ya  nasıl  peki?

'' OKU ! NE  OKUYACAĞINI  SANA BİLDİRECEĞİZ ''

Ne  okuyacağı  sonradan  bildirileceğine  göre  o  anda  ne  okuyacak?  Kur'andan  gazeteye  kadar  artık  o  anda  eline  ne  geçerse  zahir.

Peki  bildirilmiş  mi  ne  okuyacağı  daha sonra?  

Evet  bildirilmiş ama  o  kısmı  sonraya  bırakacağım. Çünkü daha  önemli  mevzular  var.

Bu  kitabın  Anlaşmazlık  Suresinde (!)  şöyle  deniyor:

BU KİTABÜL KERİM ITLA İT TÜRK İSKENDER-EL-EKBER KULUMUZA İNDİRDİĞİMİZ BİR İHSANDIR. BU KİTAP LEHFİ MAHFUZDA, ÜMMÜL KİTAB'IN İÇİNDE MEVCUT OLUP, KUR'AN-I KERİM'DEN SONRA DÜNYAYA İNDİRMEKTE OLDUĞUMUZ İLK KİTAPTIR. 

''Itla it  Türk''  ne demektir,  o  ifadede  bir  baskı  hatası  mı  vardır  orasını  bilemem ama surenin(!)  bu  ayetleri ( Bölümler  sure  olduğuna  göre (!)  cümle  ya  da  kelimelere  de  ayet  diyebiliriz(!)  değil mi?) iki  bakımdan  önemlidir  1- Allah  Kur'an-  Kerimden  sonra  da  bir  kitap  indirmiştir ( Ki  bu  ilkidir (!) )  2- İskender  El  Ekber  Türktür. 

2.  Madde  oldukça  önemlidir  çünkü  İskender  El  Ekber hem - bizzat  kendi kitabında-  Türk olduğunu  söyler ( Hatta Fatih'in  Akıncı  beylerinden  Evrenosoğlu'nun  soyundan  geldiğini  de  söyler )  hem  de Hz.  Ali  Soyundan  yani  Ehl-i Beytten olduğunu...Hz.  Ali  Arap  olduğuna  göre  Türk  olan İskender  nasıl  olur  da Hz.  Ali'nin  soyundan  gelir? Offf  ki  of.  Asıl  hikaye  orada  zaten...

O  hikayeye  de  sonra  geleceğim.

İskender  El  Ekber'e  gelen  ilk  emre  baktığımızda  bu  kutsal(!)  kitabın  içinde  pek  çoğumuzun  oldukça  iyi  tanıdığı  isimler  görüyoruz.  Şöyle  ki:  

Yine  anlaşmazlık  Suresinin  ayetleri(!):

ONLARA ARALARINDAKİ ANLAŞMAZLIKLARI HALLETMELERİNİ SÖYLE. AYRI AYRI TOPLANTI TERTİP ET. SONRA DEMİREL, ERBAKAN, TÜRKEŞ VE FEYZİOĞLU KULLARIMIZLA TOPLAN. ÖNCE EVVELDEN İTTİBA ETMİŞ OLAN ZEKİ KULUMUZU AL. SONRA TAHSİN VE SONER KULLARIMIZ İTTİBA EDECEKLER. ERBAKAN DA İTTİBA EDECEK.

Zeki,  Tahsin  ve  Soner  dışındaki mübareklerin(!) hepsini  tanıyoruz  değil  mi? Bunların  hepsi  İskender  El  Ekbere  ittıba  edeceklermiş.  Yani  tabi  olacaklarmış. Allah  bildiriyor(!)  Öyle  basit  bir  olay  değil  bu. Mübareklerden  sadece  Erbakan  zorlamış  biraz  anlaşılan.

Olmuşlar  mı  peki? Yani  Ittıba  etmişler  mi?

Bilgim  haricinde...

Devam  edelim.

Hz.  Muhammed  nasıl  ki  İslam  dinini  tebliğ  ederken  pek  çok  sıkıntı  yaşıyorsa  İskender  El  Ekber  de  aynı  sıkıntıları  yaşıyor.  İnsanlarıı  mehdi,  pardon  mehdi resul  olduğuna  inandıramıyor  kolay  kolay.  Eeee  yüce  Allah  '' Ekber ''  dediği  kulunu  yalnız  bırakacak  değil  ya.  Hemen  yolluyor  ayetini(!)

''HABİBİM SEN EMRİMİZİ TEBLİĞ ET. SABIRLI OL VE ÜZÜLME. ''

Yani  koskoca  Hz.  İbrahime  bile  ''  Halilim( Dostum )  ''  Diyen  Allah,  biz  gafillerin (!)  sadece  Hz.  Muhammed'e  has  olduğunu  zannettiğimiz(!)  sıfatla  ''  Habibim''  diye  hitap  ediyor  Mehdi  Resulüne (!)

Aynen  Kur'an-ı  Kerim,  Gaşiye  Suresi  21  Ayette  olduğu  gibi:  ''   Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin.''  diyor  bir  yerde. 

Ama  Allah,  Hz.  Muhammed'e  bile  Gaşiye  suresinde  ne  yapması  gerektiğini  söylerken  ''  Habibim''  demiyor  da  İskender  El  Ekber'e İnzal  Suresinde(!)  '' Habibim (  Sevgilim )  diye  hitap  ediyor. 

İskender  El  Ekber  sıkıntı içinde  ağlamaya  başlayınca  yine  iniyor  ayet(!)  ve  yine  ''  Habibim''  diyor  Allah (!)

O'NUN GÖZYAŞLARI NEZDİMİZDE KIYMETLİ BİR HAZİNEDİR.

Ve  artık  sonunda  sevindiriyor  habibini(!) Yüce  Allah...Hem  de Mehdi  Suresiyle...

BU KİTABÜL KERİM RİSALET NURLARI ADI ALTINDA SANA YANİ MEHDİ’YE, YANİ İSKENDER EL EKBER KULUMUZA İNDİRMEKTE OLDUĞUMUZ BİR YOL GÖSTERİCİ VE AYDINLATICIDIR. ONU GÖRDÜĞÜN GİBİ, NEZDİMİZDE OLAN AZİZ RUHUN MEHDİ VASITASIYLA İNDİRMEKTEYİZ. 

İskender  El  Ekber  herhalde  biraz  kalın  kafalı  olmalı  ki  Allah Zülcelal  bu  ayette(!)  önce  '' Sana''  diyor.  Sonra  ''  Bu kalın  kafalı şimdi  anlamaz''  diye  ''  Yani  Mehdiye''  diyor. Ama  '' Yok  yok  bu  küt kafalı  bundan  da  anlamaz''  diye  '' Yani İskender  El  Ekber kulumuza''  diye  olayı netliğe  kavuşturuyor.  Ve  devam  ediyor : 

BU KİTAP LEVHİ MAHFUZ’DA ÜMMÜL KİTABIN İÇİNDE VE KARŞISINDADIR. BİR NÜSHASINI ÜMMÜL KİTAPTAN AYIRIP ONUN KARŞISINDA SENİN KALBİNE İNDİRİLMEK ÜZERE BIRAKTIK. YERİNE TAMAMLADIK. MÜRŞİDİ KAMİL OLDUĞUNU UNUTMA. 

Bu arada  hemen bir  kez  daha  belirteyim:  İskender  El  Ekber  yani  bilinen  adıyla İSKENDER  EVRENESOĞLU,  ya  da  ona  inananların  ifadesiyle  Mehdi  Resul  İmam  İskender  Ali  Mihr ( Güneş)  Bizzat  kendisi '' Biz Peygamber değiliz ve hiçbir zaman böyle bir iddianın sahibi olmadık''  Diyor   ama  Resul  ve Mehdi  olduğu  konusunda  ısrarlı.

Peki Resul  ve  Peygamber  arasında  ne  fark  var?

İşte  onu  da  aşağıda  linkini  vereceğim  videoda  bizzat  kendisi  açıklıyor: 

https://www.youtube.com/watch?v=gOIji7l4vN8&feature=share

Vaktiniz  varsa  seyredebilirsiniz.

Evet bana  da  vahiy  geldi(Hâşâ): '' Ey  Sami ! Yazın  çok uzun  oldu. Kalanını  gelecek  bölümlerde  yaz ''

Gelecek  bölümde  buluşmak  üzere.

( Mehdi'nin(!) Birini Tıktık Kodese De Ötekini Ne Yapacağız? - 1. Bölüm - başlıklı yazı Sami Biber tarafından 19.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.