Bir fermandan çıkıp da yola adımlamak

Yalın ayak,

Kıyısı olmayan şiirleri

Islah ettiğim de yüreğin mehteri

Aslına biat

Duyulmaz bile

İç sesimin tezat iklimleri.

 

Peyda olan onca nüktedan,

Onca sıradan,

Onca yalın vecize:

Bir iklimden çaldığım rüzgârı

Bir de güneşin saltanat sürdüğü

Gök kubbeye serdiğim

Sırlardan doğan bir tebessüm

Irak yüreğinde

İnadına seni sevmek.

 

Aşkın ikrarı

Solan çiçekten de alacaklı iken

Yüreğin neferi

O doyumsuz sükûnet

Yine içlenen bir deyişten

İçimlik yüreğin

Ömürlük ikametgâhı

Ölümsüzlük kadar kutsal

İçine düşülesi sefalet.

 

Hicvinde bir varlığım

Evrenin, dirayetimi sınadığı

Fevri bir rüzgârım.

Dediklerim ne ki?

Şah damarımdan yakın

Kutsal varlığından ırak olan kim ise

Düşsün yakamdan.

Ne sükûtu uğurlarım ne de yâd ederim:

Geceden çalıp günümü heba ettiğim

Bunca seyrinde ışıldayan kelamın

Yüzü suyu hürmetine

Takındığım asalet.

 

Ses olurum sus olurum.

Sev derim, sevmelerden mütevellit

Şiirler kadar aklı ırak yollara düşerim

İçinde sensizliğin tokası

Vebali nasıl ağırsa

Yüreksiz saltanatların

Solgun sureti:

Adayıp da içimi

Anıp da hidayeti

Ar bildiğim her sözü her yemini

Kutsallığın dağına serildiğim

Bir gönül işçisiyim

Sakladığım fermanın

Okunan hutbelerdeki keramet…

 


( Ses Olurum Sus Olurum... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 22.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.