İçtimai hayatta, yaşamadıklarını anlatıyorsun,

Menfaatin için, insanları harikulade aldatıyorsun,

Zalimlerin ekmeğine, bal ile yağ sürüyorsun,

Birbirinden güzel, birbirinden hayırlı, yollar varken,

Nefsin, şeytani heves ve arzularına giden yollarda, yolcu oluyorsun.

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Ya göründüğün gibi, ya da olduğun gibi görünmüyorsun!

İmanın şartlarına, kalben gerektiği gibi, inanmıyorsun,

Ehil olmadığın halde, meclislerde her daim sen konuşuyorsun,

Asil ve yufka gönüllere kolayca girmek varken,

Sen gönlünü kin nefret ve husumet duygularıyla dolduruyorsun.

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Kimsesiz dul ve yetimlere, yardım elini uzatmıyorsun,

Bir hiç uğruna, berrak suları bulandırıyorsun,

Zalim olup, birbirlerini canı gönülden sevenleri, ayırıyorsun,

Gönül bahçelerine, gül sevdalısı bülbülleri, şakıtmak varken,

Uğursuz baykuşlara, yuva yapıyorsun,

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Sevda sürmesi çekilmiş gözleri, iki gözden iki çeşme ağlatıyorsun,

Maddi ve manevi değerleri çok ucuza satıyorsun.

Hak ile batılı, güzel ile çirkini, birbirine karıştırıyorsun.

Küs ve dargınları, barıştırabilmen varken,

Küllenmiş sönmüş ateşlere körükle giriyorsun.

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Sevgi ve muhabbet, kardeşlik türkülerini söylemiyorsun,

Bereketli topraklara, dikilen sevgi fidanlarının, can sularını vermiyorsun,

Dostlarına, destelerce Muhammedi gülleri, dermiyorsun,

Her türlü zorlukları kolaylaştırabilmek, varken,

Tam aksine, daha çok zorlaştırıyor, ipe un seriyorsun.

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Er meydanına, gerektiği zaman, mert ve yiğitler gibi, çıkmıyorsun,

Başkasının namusunu, kendi namusun gibi, görmüyorsun,

Zalimlere, namussuzlara, şerefsizlere, celali ve haşin bakmıyorsun,

En muhkem, gönül köprülerini, kurmak varken,

Sen, adavet tohumlarını ekiyor, can sularını aşk ve şevkle veriyorsun

 Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Bana dokunmayan yılan, bin yaşasın, altta kalanın, canı çıksın diyorsun.

Çizgin belli değil, kim kime, dum duma, yaşıyorsun.

 Şeref ve namus yoksunlarına, çok kadir kıymet veriyorsun.

Yedi düvele, meydan okuyan atalarımın, ruhunu şad etmek varken,

Sen tam tersine asil kemiklerini sızlatıyorsun.

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Pınarsın ama çatlamış, kurumuş, gönül tarlalarını sulamıyorsun.

Yüce Yaradan’ın rızasını kazanmışları, arayıp bulmuyorsun.

İnsanı cennetlik eden, sevgi ve muhabbetlerle, gönlünü doldurmuyorsun.

Gönlün şatafatlı saraylarında, el bebek gül bebek, yaşamak varken,

Sen, cehennem zebanileriyle, seve seve dost oluyorsun.

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

Bir işi yaparken, her daim işin en kolayına kaçıyorsun.

Şeref ve namus abidesi olan insanları, hafife alıyor, onlarla alay ediyorsun.

İnsanı rezili rüsva eden, insan görünümlü canavarlarla, hemhal oluyorsun.

Bu üç günlük dünyada, su gibi aziz olmak varken,

Dipsiz boz bulanık sularda, yorulmak bilmeden kulaç atıyorsun

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

 

İstesen de istemesen de, günün birinde öleceğini, hiç tefekkür etmiyorsun.

Fikri güzel, gönlü güzellerin, gönül tarlalarında, yeşerip bitmiyorsun.

Tabip olduğunu iddia ediyor, ama yaraları deşip, iyileştirmiyorsun.

İyi günde de kötü günde de, dostlarının yanında olmak varken,

Âlim oluyor geçiyorsun karşıma mangalda kül bırakmıyorsun.

Ne olur, Allah Peygamber aşkına, yapma böyle!

31/Temmuz/2018

( Ne Olur Allah Peygamber Aşkına Yapma Böyle başlıklı yazı sadeceo tarafından 31.07.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.