Makale / Güncel Makaleler

Eklenme Tarihi : 20.08.2018
Okunma Sayısı : 1511
Yorum Sayısı : 2


Bilindiği  üzere  bizde  çok  yakın  zamana  kadar  kıraathaneler  ülkemizin  her  türlü  sorununun  çözüme  kavuşturulduğu (!)  yerlerdi. İnternet  denilen  zamazingonun  hayatımıza  girmesi  ile  de  onun  yerini  şimdilerde  sosyal  medya aldı.  Artık  ülke  vatandaşları  ülke  sorunlarını sosyal  medyada hallediyorlar  sağ  olsunlar  var  olsunlar.

Günümüzün  sorunu  malum: Ülkenin  içinde  bulunduğu ekonomik  kriz  ve  ABD  nin tehditleri.

Çok  çok  böyyük  uzman  kişilere  göre  ülkemizin  içinde  bulunduğu  ekonomik  krizde  dış  müdahalenin  en  küçük  bir  rolü  yokmuş. Bir  ülkede  eğer  tarım ve  hayvancılık  ölmüşse, samanı  bile  ithal  ediyorsak,  ihracatımız  ithalatımızın  onda  biri  bile  değilse,  yatırım  adına  tırıvırı  işlere para  harcanıyorsa  ve  en  önemlisi  de  600  adet  milletvekiline kişi  başı ayda 20.646  Tl  maaş  veriliyorsa böyle  bir  ülkede  doların  7,5  Liraya  çıkması,  dolayısıyla  da  ülkenin  batması  kaçınılmazmış.

Ben  her  ne  kadar  bir  hafta  içinde  mi  tüm  bu  olumsuzluklar  oldu  da  dolar  birden  bire  böyle  fırladı  bunu  anlamasam  da veya  yine  bir  hafta  içinde  mi  tekrar  üretim  yapmaya, ihracatımızı  arttırmaya,  dışarıdan  saman  ithalini  kesmeye,  tarım  ve  hayvancılığımızı  canlandırmaya  başladık, milletvekili  maaşlarını  asgari  ücret  seviyesine  düşürdük, daha  akıllı  ve  bilinçli  yatırımlar  yapmaya  başladık  da  7.5 Tl  olan  5.80  Tl  ye düştü diye abes  sorular  sormaya  devam  ederken yine  sosyal  medyada  bizim  hamiyyetperver  vatandaşımız  pek  çok  farklı  çözüm  alternatifleri  de  sunuyorlar  bu  kriz  ile  ilgili  olarak.

Bu  çözüm  önerilerini  tek  tek  sıralamayacağım  ama bazıları oldukça  önemli (!)

Mesela ''Mevcut  Devlet  Başkanı  ve  hükumeti  ile  onun  partisinden  tüm  milletvekilleri  istifa  etsinler.  Olmadı  bir  devrimle  onları  indirelim.  Onlar  gitmeden  bu  sorunlar  çözülmez.'' Bu  tabii  ki  muhalif  kanadın  çözüm  önerisi.  Başka da  çözüm  önerisi  yok  bu  tarafta.   Çözüm  önerisi  yok  ama  iktidar  kanadına  gaz  vermeyi de  ihmal  etmiyorlar.  Mesela  ''Sıkıyorsa  İncirlik  Üssünü  kapat ''  gibi

 İktidar  tarafında çözüm  önerileri ise  bir  hayli  fazla.  Mesela:'' Dövizlerimizi  bozduralım.  Yerli  malları  kullanalım.''  gibi -  geç  kalınmış  olsa  da- normal  öneriler  yanında  sanki  Dünya  ekonomisi bize  bağlıymışçasına  her  krizde ''  Mallarını  Boykot edelim'' önerisi  de temcit  pilavı  olmuştur  bizim  ülkemizde. Zaten  öyle  uzun  sürmez  bu ''  mallarını  boykot  edelim''  furyası.  Üç  gün  sonra  az  nefes  alalım  yine  Mc  Donalds'da  hamburger  yemeye,  Starbucks'da  kahve  içmeye herkesten  önce  koştuğumuz  gibi  I  Phoneların  son  modellerini  almak  için  kuyruklara  gireriz.

Evet anlaşılır  ya  da  nispeten  anlaşılabilir  çözüm  önerileri  yanında iktidar  kanadında  şu  öneriler  de vardır:   Halifeliği yeniden  kuralım,  İstanbul'u  tekrar  başkent  yapalım'' 

Sonra  efendim  biraz da muhalefetin  gazıyla ''  İncirlik  üssünü  kapatalım.''  Olayı  başlar.  Ve  en  etkili (!)  çözüm  önerisi  ise rahip  Bronson'un  idam  edilmesidir.

Şimdi  diğer  önerileri  bir  kenara  bırakıp  şu üç  maddeye  bakalım

1- Halifelik  tekrar  kurulabilir  mi?
2- İncirlik  Üssünü  kapatabilir  miyiz?
3- Rahip  Bronson'u  asabilir  miyiz?

Efendim  bana  soracak  olursanız  bu  ülkede  Atatürk'ün kaldırdığını indiremezsiniz.  Yani  Atatürk  kaldırmış madem,  o  halifelik  bir  daha  geri  gelemez. (Bu  uzun  bir  konu  olduğu  için  o  konuya  girmeyeceğim.)

İncirlik  Üssünü kapatabilir  miyiz?

İstanbul-  Mecidiyeköyde  2012  Yılında  bizzat  dönemin  Başbakanı  Recep  Tayyip  Erdoğan  tarafından  açılışı  yapılan,  kağıt  üzerinde  Aydın  Doğan'ın  olmakla  birlikte  en  büyük pay  sahibinin  ABD Başkanı  Donald  Trump  olduğu  ''  Trump  Towers'ın (  Trump'ın  kuleleri) adını  bile  değiştirememişken  İncirlik  üssünü  nasıl  kapatırız bilemiyorum.  

Evet, bugünkü İstanbul-  Mecidiyeköy  Trump Towers 2012 yılında  ''Trump  Towers  Mall''  olarak  o  zamanki  başbakanımız Recep  Tayyip Erdoğan tarafından  açıldı.(İlginçtir Aydın  Doğan'a  tam  beş  kez imar  izni  vermeyen  İstanbul  Büyükşehir Belediyesi Meclisi,o  zaman  sadece  ABD li  bir  emlak  milyarderi olan  Donald  Trump  da  ortaklar arasında  katılınca 2006  yılında bu  izni  hemen  verdi ve  kuleler  2012 yılında  bitirildi.)  Sonra  2016 da ABD  Başkan  adayı  olan  Trump'un  ABD deki  tüm  Müslümanları  sınır  dışı  edeceğini  açıklaması  üzerine  artık  TC  Cumhurbaşkanı  olmuş  olan  şimdiki  başkanımız '' O  binanın  adı  derhal  değişmeli.  Zamanında  ben  de  bir  hata  yaparak  onu kendim  açmışım '' deyince ne  oldu  biliyor  musunuz?  Trump  kaldı. Towers  de  kaldı.  Sadece  Mall  kaldırıldı.  Halen  o  binalar (  Biri  39,  diğeri  37  katlı  iki  kule--ABD  de  yıkılan  ikiz  kulelerin  yerine  Türkiye'de  ikiz  kuleler ) Trump  Towers  olarak  varlığını sürdürmektedir  ve  orada  akşama  kadar  ya  da  akşamdan  gece  yarılarına  kadar  eğlenen,  tıkınan, alışveriş  yaparak  Trump'a  her  sene  milyon  dolarlar  kazandıran vatandaşlarımız  sonra  klavye  tuşlarına çöker  ve  ''  Kahrolsun  Amerika''  diye  yazarlar.

Yani  kısaca  Trump  Towers'ın  adını  bile  değiştiremezken.  Trump  denen  herifin  adını  bile  bu ülkeden  kaldıramazken  sen  kalk  İncirlik  Üssünü  kapat,  pek  olacak  iş  gibi  görünmüyor. 

Peki  Rahip  Bronson'u  asabilir  miyiz?

Her  ne  kadar  1999  Yılından  beri  Abdullah  Öcalan  denen  bebek  katili  haini  asamamış  isek  de  Rahip  Bronson'u  asarız  arkadaş.

Biz  ki  tarihimizde    üç  tane  patrik  asmış  bir  milletiz,  bir  papazı  mı  asamayacağız?

Evet  biz...Ya  durun  ''Biz''  de  denmez  şimdi. Çünkü  bazı  vatandaşlar  Osmanlı  olduklarını  kabul  etmezler.  O  halde ne  diyelim: Osmanlılar  diyelim..

Osmanlı  Devleti  döneminde  biri  1638  de,  biri ,  1657 de, biri  de 1821  de  olmak  üzere  üç  patrik  asmışız. 

1638  de  asılan  patrik  resmen  mok  yoluna  gitmiş.  Zavallı  Patrik I.  Kril Cizvitlerle Kalvencilerin  mücadelesi sırasında  Kalvencilerin  tarafında  yer  aldığından  Cizvit  keşişleri  bu  adamı Fransa  ve  Avusturya'ya  şikayet  etmişler.  Onlar  da  sahte  belgelerle  bu  patriğin  Osmanlı  ülkesinde  fitne  çıkardığı  yolunda  Padişah  IV.  Murat'ı  dolduruşa  getirmişler  ve sonuçta  Patrik I. Kril 26  Haziran  1638 de Rumelihisarı'nda  idam edilip  cesedi  denize  atılmış.

1657 de  idam  edilen  Patrik  3.Parthenius, Eflak  Voyvodası  Constantin'i  Osmanlı  Devletine karşı  isyan  ettirdiği  için  dönemin  sadrazamı  Köprülü  Mehmet  Paşa  tarafından  Parmakkapı'da  idam  ettirilmiş, onun  da  cesedi  denize  atılmış.

1821  Yılında  idam  edilen  Patrik 5. Gregorius  ise  1820  de  başlayan  Yunan  İsyanını  açık  bir  şekilde  desteklediği,  Etniki  Eterya'nın  bir  üyesi  olduğu  ve  dahası  Rus  çarı II.  Alexandr'a  Osmanlı  Devletinin  nasıl  yıkılabileceğini  anlattığı  bir  mektup  gönderdiği  için Sadrazam Benderli Ali  Paşa'nın  hışmına  uğramış  ve  22  Nisan  1821 de Patrikhanenin  kapısı  önünde  idam  edilmiş. İşin  komiği  Patriğin  idamından  bir  kaç  gün  sonra  Sadrazam Benderli  Ali  Paşa  da  Yunan  İsyanında  parmağı  olduğu  gerekçesiyle  idam  edilmiş. 

Patrik  5.  Gregoryus'un  idam  edildiği  Patrikhane  kapısı  hâla  kapalıdır  ve rivayete  göre  bir  Türk büyüğü  o  kapıda  asılmadığı  müddetçe  de  açılmayacakmış. Hatta  Rumlar  arasında  o  kapıya '' Kin  Kapısı '' denirmiş ( 2.  Resim ) Lakin  Patrikhane  ''  Yok  öyle  bir  şey.  Patrik  bu  kapı  önünde  asıldı  ve  buraya  gömüldüğü  için  bir  mezarın  üstünden  geçmemek  adına  bu  kapıyı  kilitli  tutuyoruz''  Diyor.  Lakin  patrik  gerçekten  oraya  mı  gömüldü  yoksa  diğer  patrikler  gibi  o da  denize  mi  atıldı  bu  konuda  bir  kayıt  yok.

Velhasılıkelam  ''3  Patrik  idam  etmişiz  bir  papazı  mı  asamayacağız?'' demek  geçiyor  içimden  illevelakin Osmanlı  Devleti  değiliz.

Yine  de '' İstediğin  Papaz  olsun.  Buyur  al ''  yerine  '' Tehtitlerinize  boyun  eğmeyeceğiz ''  diyebilmiş  olmak  çok  çok  önemlidir ama  yine  de  söyleyeyim: Rahip  Bronson'u    asamayız.  Onu  asmakla  ekonomimizde  hiç  bir  iyileşme  olmaz.  Velhasılıkelam  saçmalamayalım  lütfen.

RESİMLER

İstanbul-  Mecidiyeköy-  Trump  Towers (  solda)
İstanbul- Fener Rum  Patrikhanesinin  1821  yılından beri  kapalı  olan  kapısı (  Ortada )
Rahip  Bronson (  Sağdaki  resimde  işaretli  olan )
( Üç Patrik Asmışız Bir Papazı Mı Asamayacağız? başlıklı yazı Sami Biber tarafından 20.08.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.