Çok katlı ve asansörsüz evlerde oturmak hele de yaşlılar için ne büyük
derttir... Hem de çok serttir yaşananlar, hele de yaz aylarında, bir de erken
doğmuş gençlerden isen, yaşın yolun yarısı, çarpı iki ise üç ise yandığının
resmidir, hem de renkli resmi...
Bir de şu var, kendine çok iyi baktı ise bir yaşlı hanım ya da bey gençliğinde,
ilerleyen yaşlarda da çok büyük sıkıntılar çekmiyor. Vücudu yıpratan en büyük
etkenler en başka alkol, sigara bir de stresli yaşam...
Kaçak yapılaşma sonunda on katlı binalarda asansör olmadığı yerler de var hem
Ankara'da hem de başka yerlerde... Böyle olup da en üst katta oturan bir yaşlı
hanımı ya da beyi göz önüne getirirseniz, ne kadar zor bir durum olduğunu onlar
için, anlayabilirsiniz sanırım...
İmar Yasasında beş kattan sonra asansör konutlarda bildiğim kadarı ile
mecburi... Bundan sonra da inşallah yetkililer kimselerin gözünün yaşına
bakmazlar... Yaşlı insanların dubleks ya da tripleks diye tabir edilen villa
tipi evlerde de oturması hayli zor. Gençlikte alınmış olsa bile evleri, yaş
ilerleyince hareket kabiliyeti azaldığından o evlerden bir şekilde apartman
katına terfi edilerek dönüşüm yaşanmaktadır...
İhtiyarlık, Allah ömür verirse hepimizin başına gelecek bir gün. O gün yere
daha sağlam basmak, daha dikkatli olmak gerekecek bizden nispeten yaşı az olan
insanlardan... Sağlıklı bir yaşlanma içinde gençliğimizin kıymetini iyi bilip
ömür sermayemizi dikkatli tüketmeye çalışmak yapılacak en akıllı işlerden
birisidir...
Bir de şu var. Bazı yaşlı amca ve teyzeler, asansörsüz evlerde, hatta üst
katlarda otursalar bile, bir türlü taşınmak istemiyorlar oturdukları evden.
Katlarında belki çok kadirşinas komşuları var. Her gün merdivenleri görev gibi
inip çıkarak zorunlu spor yapıyorlar... Büyüklerimiz ''Ev alma komşu al.'' diye
boşuna söylememiş...