Zamanla ilgilenmiyorum artık:

Örtündüm zamanın ilahi telaşıyla

Ve

Ağzı aşk kokan bir çiçekteki o kımıltı

İçimdeki mevsimi ise henüz çözemedim.

Yakardığım kadar yalnızdım işin tuhafı

Oysaki bir damla büyüklüğünde bir kelebektim

İçimdeki konfetiyi serpiştirmişken kanatlarıma.

 

Bazen babam düşer aklıma

Sonra ben telaşla düşerim rüyaların tuzağına

Andığımdan çok andığını bilirim

Belki de irkildiğim kollarında Kara Meleğin

Bir sunumudur mutluluğun kaçışı.

İçimde değil aslında o serzeniş

Bilakis tahribata uğramış benliğimde

Suskun bir vazgeçiş.

Neyden peki?

 

Demediğim ne mi kaldı geride?

İyi de daha tek sözcük dökülmedi içimden

Hem saçlarım dökülürken tel tel

Eylül’e atıfta bulunurcasına

İçimdeki dilek ağacım:

Bari bir tek o kalsın budanmayan.

Budandım ben

Tarumar edildi kökenim

Ve köklerim

Kala kala ellerim.

 

Sağ ve solda tırnaklarımla kazıdığım

O fihrist:

Sarı benizli isimler

Adı var kendi yok

Nokta gibiyim evrende asılı

Kimine göre kocaman bir soru.

İçimin hüzün eklemlerinde

Bilsinler ki Tanrı koydu benim adımı

Bir de rahmetlinin göz bebeği

Bilemedi oysa

Gözden düşeceğimi.

 

Bir iklim ısmarlasam mesela…

Gelip de bulur mu beni şaibeli öfkem?

Bir aşk türküsü duysam ansızın?

Kim daha da öteler ki içimdeki hüzün huzmesini?

 

Kapıldığım ne rüzgâr

Ne basit bir telaş:

Kaykıldığım aşikâr

İçimde tamah ettiğim kimseler de olmadı bu güne kadar.

Bu günün dokusunda muhalif bir kumaşım:

Beyaz ve ipekten:

Ya kefen ya gelinliğimle

Gömsünler beni ya da

Her ikisi.

Doğduğum kadar masum kalmayı diledim

Tanrı’dan.

 

Serildiğim hüzne bir tek O’ydu sahip çıkan.

Kifayetsiz gölgemle

Nereye giderim ki daha bir bu kadar?

Şahlandığım mevsimden hatta

Yazmadığım şiirden de mi mesulüm?

Şiirlerle olmazdı oysa bu güne kadar işim.

İşim de yok aslında:

İçimle iştigal bir yenilgiyim

Bu ruhsuz can pazarında bir cengâver:

Ne kadın ne yalan;

Ne çocuk ne de dünden arda kalan.

Bir saf yetim

Dizelerinde bir uyuyup bir uyanan.

Diz dize konuştuğum bir yanık kelam.


( Dilek Ağacım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 16.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.