(Türkçe’nin resmi dil olarak kabul edilişinin 741. yılı münasebetiyle)

Selçuklular döneminde Anadolu’da resmî dil Farsça, bilim ve din dili ise Arapça’dır. Bu gelenek Osmanlılarda da sürmüştür. Ancak Türkçe’nin Anadolu’da resmi dil olarak ilan edildiği bir kırılma noktası vardır. Bu dönem, Alâeddin Siyavuş’un Konya’da tahta oturduğu, Karamanoğlu Mehmed Bey’in vezir olduğu yıldır.

1277 yılında yeni yönetim bir “divan” kurarak bir ferman çıkarır: “Bu günden sonra hiç kimse divan’da, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil konuşmayacaktır.” Böylece, Türkçe’nin Anadolu’da ilk resmi dil ilan edilişi gerçekleşir. Ancak daha sonraki tarihi belgelerde bu kararın uygulaması net olarak görülmemektedir.

Aradan uzun yıllar geçer, gelenek değişmez. Arapça bilim dili, Farsça edebiyat dili olarak varlığını sürdürür. Derken, Anadolu’nun bağrından bir sızlanma yükselir.  Âşık Paşa (ö. 1333) yazdığı divanında şöyle seslenir:

Türkün diline kimesne bakmaz idi

Türklere her giz gönül akmaz idi

Türk dahi bilmez idi bu dilleri

İnce yolu ol ulu menzilleri”

Bu, Türkçenin bir tarihteki durumunu yansıtan bir tespittir.

Kayseri, Osmanlı Devleti öncesinde Karamanoğulları Beyliğine bağlıdır.  Osmanlı’ya Fatih devrinde geçmiştir. Fatih devri, Türkçe’nin kullanılması konusunda dev adımların atıldığı bir dönem olmasına rağmen, Kayseri’de görebildiğimiz ilk Türkçe kitabe, II. Selim devrine aittir.

Kayseri’deki mimari eserleri incelerken, bu konuyla ilgili olarak,  Mimar Sinan projesi olan ve Hacı Ahmed Paşa tarafından yaptırılan Kurşunlu Camiinin Osmanlıca yani Türkçe kitabesi bir ilk olarak, bize ışık tutmaktadır.

1576 yılında yaptırılan Camiin kitabesi daha önce Ahmed Nazîf Efendi (ö.1914) tarafından doğru olarak okunmuştur. Ancak araştırmacılar hâlâ yanlış okumakta ve -Amerika’yı yeniden keşfedercesine- düzeltme yazıları yayınlamakta, tanıtım levhasındaki okuyuş yanlışlığı ise sürmektedir.

Ahmed Nazîf Efendi’nin (ö. 1914) okuyuşu şöyledir:

“Şehr-i Zilhicce’de urmışsın ânın bünyadın

Dilerim haşre değin sahibine ola dua

Oldu ma’mur vilayet didim ana tarih

Yapalı Kayseri’de Camiin Ahmed Paşa.

Kitabeyi şöyle açıklayabiliriz: Zilhicce ayında binayı yaptırmışsın. Bu temel atmadan çok bitiş yani açılış tarihi olur. Çünkü kitabe binanın sonunda gündeme gelir. / Yapılan bu işin, yaptıranın öldükten sonra dirilişine kadar dua yerine geçmesini dilerim. Burada “sadakay-ı câriye” denilen vakıf eserler yaptıranların amel dosyasının kapanmayacağı hadisine telmih (işaret) vardır. Şehir bu caminin yapılmasıyla ma’mur oldu. Ben de ona, “Yapalı Kayseri’de Camiin Ahmed Paşa” cümlesinin ebced (sayısal) hesabıyla tarih düşürdüm. “Ahmed Paşa 1576 yılında bu camiyi yaptırdı” dedim.

Büyükşehir  Kayseri Ansiklopedisi'nde (2014) aslan payını alan adam  Kurşunlu Camiindeki bu kitabeyi  sanki ilk kendi okuyormuş gibi okuyor.   Kendinden 100 yıl önce okuyan adamı okumadığı için "anal bünyadın" şeklinde yanlış okuyor/yazıyor. Osmanlı Türkçesinde "sağır kafı" bilmemek için sağır olmak yetmez; kör olmak gerekir. Uyarıyorsun; laf da anlamıyor/dinlemiyor. Kişi, önce kendini bilmeli, demek ki....

Kurşunlu Camii kitabesi Kayseri’de, yaşayan mimari eserlerde, ilk Osmanlıca yani Türkçe kitabedir. Türkçe’nin resmi dil olarak kabul edilişinin 741. yılı münasebetiyle bunu hemşerilerimize hatırlatmayı görev biliyoruz.

(Mustafa IŞIK-38 Kayseri Yazıları- Kayseri-2007- ilk makalesidir.)

( Kayseride İlk Türkçe Kitabe başlıklı yazı Mustafa IŞIK tarafından 26.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.