Aynen  eski  Yeşilçam filmlerinde  olduğu  gibi.
--------------------------------------------
Eröll bakir Anadolu'nun garip bir yabanı 
Kekik kokulu yüce dağların fakir çobanı.
Basürü azmıştı yine,
Bir taraftan da şark çıbanı.
O acıyla üflüyordu kavalını dertli derti.

Tûtî-i mucize gûyem ne desem laf değil’den girdi,
Gelse o şuh meclise nâz-ı tegafül eylese’den çıktı

Susmuştu dağdaki tüm koyunlar, sığırlar , mandalar.
Gözleri yaşlı dinlemekteydi zürafalar, pandalar.
Yuttukları tavşanları bir bir geri çıkardı anakondalar.
Dağ taş inliyordu 
Ve herkes ’ Câna rakibi handan edersin’i dinliyordu.


Tam da ’ Ey çeşmi sitemger dîl-i nâlâna dokunma’yı çalarken,
Çıkageldi Fabrikatör Hulusi Amca’nın kızı Nâlân.
Kızılcıklar oldu mu / Selelere doldu mu?
Gönderdiğim çoraplar ayağına oldu mu?’ diye sordu utangaç utangaç.

Yavaşca kafasını kaldırdı Eröll.
Niçin baktın bana öyle / Derdin nedir durma söyle.’Dedi.

Derdimi ummana döktüm/ Asumana inledim’Dedi Nâlân.

’İyi ama’ dedi Eröll
’Akşamın olduğu yerde, bekle diyorsun, gelmiyorsun

Omuzlarını kaldırdı Nâlân.
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini ’ Dedi

’Halt etmişsin’ Diye itiraz etti Eröll ve 
Senin en güzel yerin kahverengi gözlerin ’ Diye cevap verdi.

Dün gece saz meclisine neden geç geldin?’ Diye sordu Nâlân.

’Ne yapabilirdim ki 
Bir taş attım pencerene tık dedi,
Anan çıktı kızım evde yok dedi ’ Diye cevap verdi Eröll

Nâlân inanmamıştı.
Daha seninle konuşmam / Küstüm Küstüm.. 
Ne yaparsan yap barışmam / Küstüm Küstüm.. 
Artık sana hiç karışmam / Küstüm Küstüm.. Küstüm Oy
Diye karşılık verdi.

Vakit bir hayli ilerlemişti

Enginde yavaş yavaş günün minesi soldu ’ Dedi Eröll.

’Evet’ Dedi Nâlân.
Haydi Abbas, vakit tamam / Akşam diyordun ,işte oldu akşam

Abbas’ın kim olduğuna aldırmadan boynunu büktü Eröll.

Bir busecik ver bana / Yalvarıyorum sana

Vakit tamam seni terkediyorum . 
Bütün alışkanlıklardan öteye 
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum
Diye cevap verdi Nâlân

Muhabbet  koyulaştı  daha  sonra.

Beni böyle bırak git git gidebilirsen Nâlân
’Gittiğim yolları yakın san/ Hasretin zehriyle her an yan/Gözlerin enginde beni an Günlerce yolumu bekle/ Ölünceye dek beni unutma Eröll
Unutturamaz seni hiç bir şey...Unutulsam da ben’ Nâlân
Gidiyorum kokun hala üzerimde Eröll
Gitme sana muhtacım, gözümde nursun, 
başımda tacım, muhtacııımmm’ Nâlân
Hani bırakıp giderken seni/ O öksüz tavrını takmayacaktın?’ Eröll
Mevsimlerden ilkbaharken Gönüllere aşk dolarken Sevenler hep eş ararken neden benden kaçıverdin’ Nalan...Neden benden kaçıverdin...’ Seni sordum yıldızlara Seni sordum yalnızlara. Seni sordum kuşlara Uçan kuşlara ’
Sormaaaa ne haldeyim/Sormaaaa kederdeyim/Sormaaa nöbetlerdeyim zaman zamaaann’

Eröll’ün sigortalar attı gariii. 

Öpücem öpücem dedim sana 
PAM PAM 
Trip yapma, yapma 
PAM PAM 
Trip yapma, yapma 
PAM PAM 
Trip yapma, yapma’

Dedi amaaaaa.

’Al yanaktan kapam’ dedi sızlandı.
Geri durdu kaptırmadı namıssız.
’N’edyon len’ deyip bir de nazlandı.
Direndi de öptürmedi namıssız.

( Nâlân İle Eröll Destanı başlıklı yazı Sami Biber tarafından 28.09.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.