Yüzleşiyorsun her gece;
Sorgularında
Bazen suskun ,bazen coşkun 
Cevaplarınsa  karma karışık
Sorularda  şaşkın;
Ruhaniyetinde 


Boğuluyor; konuşamıyorsun
Diyorsun ki kendi kendine 
"Bir daha gelirsem şu dünyaya 
Anasını satacağım  
Vaveylanın  biri bin para 
İmanın varsa;
Olduğun yere çakılıyorsun


Duygu selinde, bir mülteci haldesin
Dizlerin yara bere içinde 
Soruyorum: Aşkı kim çözebilmiş ki
Sağlamasını sen yapabilesin  
İki kere ikinin dört  ettiği  yerde
Mantığın durduğu 
"O"  ab-ı kevserdesin




Anlamasan da anlamaya çalışıyorsun;
Yaşadıklarında 
Yine diyorsun ki biliyorum 
"Her işin başı sabır " 
Elde değildir Kader çizgisi .   
Hayatı yazıp, çizen biri  var; 
Birde, her kapıyı çalan  postacısı 
İsmi ateşten , cismi rüzgardan
Ateş-i Bahardan 
Yaslanıyorsun şefkatli ellerine; 
Sığınaraktan


Ah Suz-i Dilârâ
Ah /bağrı yanık, bahtı narda
Ölüm yoksa işin ucunda
intizar olunmaz ki zamana
Kaidesi bellidir her şeyin
"Postacı, kapıyı üç kere vurur"  
Mevsimine-rengine  bakmaz emanetin


Hakkına düşen sarı mektuplarsa 
Sarıl 
"OL" kokulu, Yusuf  kokan mektuplara
Kim bilir ne pay vardır;
Soruların cevabında 
Ya ömrüne ömür katmışsa 


 
GÜL ESEN
( Suz-i Dilara başlıklı yazı GÜL ESEN tarafından 7.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.