Yahu  ben  gerçekten  de  başa bela  bir  insanım.  Oğlum  sana  ne  el  alemin  yediği  içtiği. Oturup  efendi  efendi  kendi  önündeki  yemeğini  yesene.  Ne  ağzı  açık  ayran  delisi  gibi  etrafı  seyredip  durursun.  Sana  ne yahu  sana  neeee?  Bu  yaşa  geldin  hâla  öğrenemedin  mi  insanın  başına  ne  gelirse  meraktan  geldiğini. 

Yok gözlerim  takıldı  bir  kez  kıza.  Mecnun'un  Leyla'ya  baktığı  gibi  sanki  aşık  olmuşçasına  kıza  bakıyorum.  

Tabii  ki  aramızda  aşk  maşk  yok.  Kızcağız  25  yaşlarında ya  var  ya  yok.  Bense  65  Yaşımdayım..Hoş  ben  de  aşık  gibi  gözlerimi  kıza  dikmişim  ama  bu  bakışlar  aşık  bakışı  değil. Hayret  ve  merak  bakışları. Ayrıca  o  anda oraya  Brad  Pitt  bile  gelse  kızcağızın  dönüp  de  bakacağı yok.  Tüm  ilgisi  önündeki  yemekte.

Efendim  bu  sefer  olay  yeri  Beylikdüzü  Marmara  Park  AVM.  Benim  1 Nolu  Kangal,  gelinim, minik  torunum,  Kangalımın  bacanağı, eşi  ve  iki  çocuğu  cümbür  cemaat  bu  gece  dışarıda  yemek yiyelim  dedik. 

Bir  no lu  Kangalımın  evinde  balık  pişirmek  dokuz  kusurlu  hareketin  hepsini  birden  kapsadığından  ve  dahi  benim  Kangal  asla  balık  yemediğinden  artık  balık  özlemimizi  o AVM  de  gidereceğiz. 

Bir  no  lu  kangalım  hariç  hepimiz  ''  balık ''  dedik, o   ''  Kıçına  kurban  olduğumun  tavuğu.  Sadece  kendisini değil  kıçından  çıkanı  bile  yedirtiyor  mübarek  hayvan ''  diyerek  tavuk  ızgara  söyledi  ve  bizler  kıtlıktan  çıkmış gibi  balıklarımız  pişip  önümüze  gelene kadar  masaya  konan  turp,  ezme,  hatta  kuru  soğanı  bile  mideye  indirirken  ben  her  zamanki  araştırmacı  ve  de  soruşturmacı  gazeteci  kimliğimle  etrafı  temaşa  ederken  işte  o  kıza  takıldı  gözlerim.

Hani  ağır sıklet  halteciler  var  ya ,  kız  işte  aynen  öyle  bir  şey.  Tam  anlamıyla  bir  genç  irisi. 

Şimdi  diyeceksiniz  ki  ''  Hocam !  hayatında  hiç  mi genç  irisi  kız  görmedin?''  

Görmez  miyim  yahu?  Benim  25  yaşındaki  kızım  Tuba  da  o  bahsettiğim  kızdan  pek  de  aşağı  değildir. 

''Eeee  acayip  olan  ne  peki?''  diye  sorduğunuzu  duyar  gibiyim.

Acayip  olan  kızın  önünde  üç  porsiyon  tavuk  ızgara  olması.

Şimdi  denilebilir  ki ''  Ne  var  bunda?  Birini  kendisine,  diğerlerini  arkadaşlarına  almıştır.''

Başta  ben  de  öyle  sandım.  Ama  ortada  arkadaş  filan  yoktu.  Uzun süre  çaktırmadan  kızı  dikizledim.  Ama  bırakın  herhangi  bir  arkadaşı,  bir kadını  ''  İmdaaattt''  diye  bağırtan  zavallı  bir  kedicik  bile  o  kadar  masaya  uğradığı  halde  üzerinde  üç  porsiyon  tavuk  ızgara  olan  o  masaya  uğramadı.

Ya  hakket  bakın  aslında  ben  o  minicik  bir  kedi  üstüne doğru  geldi diye sandalye  üzerine çıkıp  '' İmdaaat ''  Diye  bağıran  kadını  ve  ''  Hayatım  korkma  ben  yanındayım ''  diye  kadını  sakinleştirmeye  çalışan  sünepe  kocasını  yazmalıydım aslında. Yani    neredeyse yerimden  kalkıp  etrafı  paspaslayan  temizlikçinin  elinden  paspası  aldığım  gibi  kadının  ağzının  üstüne  yapıştıracağım ''  Ne  bağıryon  lan  şıllık?  Alt  tarafı  minicik  bir  kedi.''  diye.

Neyse..O  kadına  feci  şekilde  sinirlensem de  gözüm  halterci  kızda  ve  merak  tavan  yapmış  vaziyette:  O  üç  porsiyon  tavuk  ızgaranın  hepsini  o  mu  yiyecek?  

Aslında  başta  da  belirttim  ya. Ulan  sana  ne?  Kendi  yer,  Çantasına  koyar  evine  götürür.  Yemediğini  döker.  Seni  ne ilgilendirir?  Sen  önüne  gelen  palamutu  yesene  bunak.  Hem  bunlar  genç.  Üç  porsiyon  da  yer  beş  porsiyon  da  sana  ne? 

Ama  durun  daha  bitmedi.  Olay o  kadar  basit  değil. 

Kız  masasının  bize  göre  sağ  tarafına  oturarak  porsiyonun  birini  güzelce  mideye  indirdi.

Sonra  kalktı  masanın  sol  tarafına  geçti  ikinci  porsiyonu  da  mideye  gönderdi.

Sonra  bir  kez  daha  kalkıp  masanın  baş  tarafındaki  sandalyeye  oturdu  ve  üçüncü  porsiyonu  da  ''  Hula  huüüüp  ''  yaptı. 

E  artık  dayanamadım.  Oturduğum  yerden  laf  attım:  ''  Hay  maşşallah.  Allah  manda  şifalığı  versin''

Ağzındaki  yağı  ıslak  mendille  sildikten  sonra  cevap  verdi:

- Bir  şey  mi  dediniz bey  amca?

'' Afiyet  olsun.  Şifa  olsun ''  dedim  mecburen.  Akşam  akşam  halter  olmaya  gerek  yoktu.  Yok  yani  havaya  kaldırmasına  itirazım  olmazdı  da  ya  silkme  kaldırışı  yaparsa.  Ya  kaldırdıktan  sonra  paat  diye  halteri  bırakır  gibi  yere  bırakırsa.  Neme  lazım...

''Teşekkür  ederim.  Size  de  afiyet  olsun''  dedi  ve  AVM  den  çıktı. 

Kafamda  hâla  o  soru: ''  Neden  üç  porsiyonu  geniş  bir  karavanaya  koyup  tek  seferde hepsini  birden gövdeye  indirmedi  de masanın  üç  ayrı  noktasına  koyup  üç  ayrı  sandalyeye  oturarak  yedi? 

''Sana  ne ?''  dediğiniz duyar gibiyim.  Haklısınız.  Bana  ne  ama  yine  de  insan  merak  ediyor.  Neden  acaba?  
( Üç Porsiyon Tavuk Izgara başlıklı yazı Sami Biber tarafından 9.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.