Sizin  bebekleriniz  için  favori şarkınız  nedir  bilemiyorum  ama  bizim  favori  şarkımız  ''  Daha  dün  annemizin  kollarında  yaşarken ''  çocuk  şarkısının  melodisiyle  yapılmış  olan  ''Doma  doma  domates ''  şarkısıdır.

Ha  bir  de  başka  anne  ve  babalar  '' Kırmızı  Balık ''  şarkısını  çoktan  ezberlediler  ama  bizim  evde  o  şarkıya  da  rağbet  yoktur.  Bizim  evde  top  on  listesinin  başında  ''Erik  Dalı ''  geliyor.

Neden  mi  bahsediyorum?

Bir  iki  sene  önce  bir  kız  torunum olan  Elif  Nur'dan  bahsederken  bu sefer  de Oğlumdan  torunum  olan  Lina'dan  ve  onun  sevdiği  şarkılardan  bahsediyorum

Lina  henüz  11  aylık  bir  bebek.  Bebekler  de  normal  olarak  ''Dandini  dandini  dastana ''  ile  uyur,  yemek  yerken  de sessiz  bir  ortamda  efendi  efendi  yemeklerini  yerler.  Ama  bizimki  öyle  değil.  Uyumak  için  hiç  bir  müziğe  ihtiyaç  duymaz.  Uykusu  gelmişse    yatağına  girer  girmez  uyur.  Lakin  söz  konusu  yemek  olunca  iş  değişir

Evet..Dediğim  gibi  favori  türkümüz  ''Erik  Dalı ''

Top  on  listesinin  ikinci  sırasında  Aşık  Mahsuni'den  bir  türkü  var:

Uzakta bir davul çalar
Tokmağı tozundan beter oy oy
Öyle bir zamana geldik
Anası  kızından beter

Vicdanında ar kalmamış
Utanır damar kalmamış
Ha babam ha ha. De babam  de de.

11  Aylık  bebek  bu  türküden  ne  anlar?  Vallahi bilmiyorum  ama  top  on  listesinin  3.  Türküsü  olan  '' Lingo  Lingo  Şişeler''  türküsü  de  dahil  bu  türküleri  duyduğu  anda  mama sandalyesinde  popo  sallamaya,  ellerini  şap  şap  birbirine  vurmaya  başlıyor  ve  bu  arada Allah  ne  verdiyse götürüyor.

Top  on  listesinin  4.  Sırasında  ''  Doma  doma  domates ''  var. ( Bazen  birinci  sıraya bu  şarkının  geldiği  de  olur )  Artık  ben  bile  ''  Daha  dün  annemiz''  i  unutmuşum  da  yatarken  bile  ''  Doma  doma  domates ''  diye  sayıklıyormuşum. Demek  ki  beni  en  çok  etkileyen  o  olmuş.

Sonra?

Sonra  Barış  Manço'dan  ''Arkadaşım  eşşek ''  tabii  ki  çizgi  filmli  olanı

Sonra?

Sonra  Niloya...

Tüm  şarkıları  ezberledim  artık. 

Diğer  şarkılar  neyse  de ''  Doma doma  domates''  aslında  benim  için  bir  ağıttır. Neden  mi?

Aklıma  bir fıkrayı  getirir  de  ondan. Fıkranın domatesle  pek  ilgisi  yoktur. Üstelik  de komik  bir  fıkradır.  O  halde  niçin  ağıt  olsun  ki? 

Onu  da  izah  edeceğim.  Önce  fıkra: 

Devlet  bir  gün  geniş  ve  boş  bir  araziye  göz  kulak  olsun  diye  bir  gece  bekçiliği  kadrosu  ihdas  eder  ve  700  Tl  maaşla  bir  gece  bekçisi  tutar. İyi  de  talimatlar  olmadan bekçi  nasıl  iş  yapacak ? 

Derhal  bir  planlama  birimi  kurulur  ve  2000  Tl  maaşla  iki  eleman  alınır. 

İyi  de  bu  işleri  kim  denetleyecek?  Derhal 2500 Tl  maaşla  iki  de  denetmen  alınır.

Peki  bu  kadar  personelin  maaşları  nasıl  hesaplanıp ödenecek?  Hemen  3000  Tl  maaşla bir  mali müşavir,  bir istatikçi  bir  de  katip  işe  alınır. 

Peki  bu  kadar  çalışandan  kim  sorumlu  olacak?

7000  Tl  maaşla  bir  müdür,  4500 Tl  maaşla  iki  de müdür  yardımcısı  alınır.

Sonra  ülkede ekonomik  kriz  başgösterir  ve  tasarruf  tedbirleri  gereğince gece  bekçisi  işten  çıkartılır.

Domatesle  alakası  ne  bu  fıkranın?

2002-2006  Yılları  arasında  sadece  dört  sene  de  olsa  Muğla'nın  Fethiye  ilçesinde  sera  domatesçiliği  yaptık ailece. 

Domatesi  en  pahalı  sattığımız  dönemlerde  bile  hale  kilosunu  250 Kuruştan  verdik. (  Bu  en  pahalısı.  En  ucuzunu  düşünün  artık ) Öyle  zaman  geldi  ki  kasasını  50  kuruşa  salça  fabrikalarına  satmaya  çalıştık  dönüp  de  bakan  olmadı.  Yine  öyle  zaman  oldu  ki  İstanbul'a  göndermek  istedik domatesi  lakin  nakliye  masrafı  bizim  halden  alacağımız  paranın  bir  kaç  katı  olduğu için  göndermedik,  elimizde  kaldı  ürünümüz.

Evet,  yazın  artı  80  dereceyi  bulan  naylon  seralarda  pişerken  kışın  ''  aman  dona  kaptırmayalım  mahsulü ''  diye  sabahlara  kadar  seralarda  soba  yakıp  bekçilik  yaptık  soğuklarda. Velhasılıkelam  ceremeyi  çeken  hep  biz  üreticiler  olduk.

Şimdi  o  elli  kuruşa  satamadığımız  domatesi  5  Liraya  satmış  pazarcının  biri  ve  belediye  ensesine  binmiş  ''Sen  70  kuruşa  aldığın  domatesi  nasıl  5  liraya satarsın?'' diye.

Yukarıdaki  fıkra  o  yüzden  aklıma  geldi. 

Pazarcı  Naaah  70  Kuruşa  alıyor  o  domatesi?  Hal komisyoncuları  insana  70  Kuruşa  domates  satar  mı  hiç? Mümkün  mü?  Benden  zaten  elli  kuruşa  alıyor.  Üstüne  nakliye  de  ekleyecek  ve  70 Kuruşa  satacak?  Akıl  mantık  alıyor  mu? 

Ama  Pazarcının  elindeki  faturada  alış fiyatı  70  Kuruş  yazıyor?

Öyle yazacak elbette.  Öyle  yazmazsa  Komisyoncu  nasıl  vergi  kaçıracak?  Öyle  yazmazsa  ve  pazarcı  kilosuna  3-3.5  Lira  verdiği  domatesi  ''  70 Kuruşa  aldım ''  demezse  bir  daha  herhangi  bir  komisyoncudan  ürün  alabilir  mi?

Neyse  yine de  de  dua  etmek  lazım:  Bizim  belediyeler  yarın  bir  gün  üreticiye  de  ceza  kesmesin   diye. Nasılsa  onlar  da  işi  bildikleri  halde  kolayına  kaçıyorlar.  Asıl  cezalandırılması  gerekeni  değil  ellerinin  altındakini  cezalandırıyorlar...

Veee.  Boş  ver  beee.  Lina  ile  şarkıya  devam.

Doma  doma  domates /  Doma  doma  domates...

( Doma Doma Domates başlıklı yazı Sami Biber tarafından 13.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.