Kafka’nın izdüşümü yine Gregor’un yaşadığı acılardan biraz olsun ders çıkarmaktan aciz kim ise.

 

Yakınlarımızın dahi ihanetine uğradığımız.

 

Aşkı yok sayan evrende çemkiren bir nida mı yoksa sessizliğin bitiminde isyan eden duvarlara bile söz geçiremeyen?

 

Ölü bir kimliğin seyrine doyum olmazken ölülerden medet uman yalnızlık.

 

Kocaman bir böceğin hayatının son günlerinde şahit olduğu o terk edilmişlik duygusu.

 

Gregor kadar yalnız hatta katmanlarında yalnızlığın biteviye türeyen acı ve umutsuzluk zinciri.

 

Dolduruşa gelen yazarın dokunduğu satırlarda büyülenememek olası mı?

 

Haznesinde hayallerin dev bir böceğin sona yaklaştığı bile önemsenmezken.

 

Hayli hatırlı bir rüya gerçeklere yüz çeviren.

 

Aslında her kâbus gerçeğin izdüşümü.

 

Çarpıtılan duygulardan kaçış yok madem ölümü sahiplenmek mi ön görülen?

 

Safsata dolu bir peyzaj ve anlamsızca sorgulanan insan aslında insan yine sorgulayan bir diğerini ve belki demekten yorgun düşüp belli ki diyebilmek…

 

Belli ki umut yok.

 

Belli ki yalnızlık en asil kalabalık.

 

Belli ki sevgiden medet umanların uğradığı ihanet en az ölüm kadar yakıcı.

 

Son gecesinde dev böceğin; son rampasında ömrün; son katresine kadar da sahip çıktığımız sevgi ve umudun…

 

Gelir geçer demektense gelmemesini temenni ettiğimiz ve geldi mi gitmesini dört gözle beklediğimiz.

 

Belki de biziz bizden gitmesi gereken ve hayatın bakiyesi tıpkı gün bitiminde bir hesap yapıp ne kadar açığımız var mukayese etmek dünle ve yarın ve bir sonraki gün…

 

Sonrasının sonrası meçhul tıpkı duyguların değişken tınısında bin bir gece masallarından kaçan o mutlu son gibi belki tahayyül ettiğimiz belki de asla haiz olamayacağımız… tıpkı bulutun erişilmezliğinde ve aşkın imkansızlığında serptiğimiz hüzün tanecikleri gibi yine kendimize yakalandığımız…

 

*** 

 

 

Aslında sana mı yoksa yazarına mı yazmalıyım bu mektubu, karar verememişken dün olmasını dilediğim yarından yazıyorum bu satırları.

 

Muğlâk bir gölge olabilirim ya da aksi yansımayan bir görüntü belli ki göğün şahitliğinde kıymet bildiğimiz kadar da kıymet görmek istediğimiz gerçeği.

 

Öncenden muzdarip miydin de ansızın insan kimliğini reddettin, sevgili Gregor yoksa reddedilen kimliğini kaybetmemek adına bunca mücadeleyi sen vermedin mi?

 

Tılsımlı bir rüyaydı güne mutlu uyanmak beterin de beteri var/mış dediğim zamanlardan sonra anladım ki; mutluluk çok da elzem değil zaten öncesi var.

 

Belki tek göz bir gecekonduda yaşayan huzurlu insanlar ve de aç.

 

Ya da lüks bir sitede tıka basa yiyip de huzuru olmayan insanlar.

 

Bir nükte olmanı dilerdim ya sen diler miydin insan kimliğinle sürdürdüğün hayatın son hızla devam etmesini?

 

Şartsız koşulsuz kabullendiğim hayat: bize sunulan ve bizim sunduklarımız gel gör ki; hep geri tepiyor: ya sunum reddediliyor ya da sunumumuz başımıza taş yağmasına sebebiyet veriyor.

 

Milena’ya yazdığı sayısız mektuptan başını kaldırmış ki sevgili Kafka, bize bu kez seni sundu.

 

Gerçeği söylemem gerekirse; hikâyenin yarısından sonrasını okumak seneler sonra kısmet oldu ne de olsa bir böcek olma fikri bana pek hoş gelmemişti.

 

Bir duvara yapışan ayakların ve o koca gövden sanırım ayaklarındaki karıncanlanma cabası.

 

İhtimamla soluduğum satırlarda aslına sirayet eden insanlar bekledim seni kabullenecek-keza her birimizi ne de olsa hiç birimiz itilmişliği ve hor görmüşlüğü hak etmiyoruz.

 

‘’Ondan kurtulmalıyız.’’ Demişti kız kardeşin ve…

 

Demek ki kendi huzurumuz için birilerini gözden çıkarmak pek bir olası aslında rahat batarken kimi insana ve yine kimini ayrık otu gördüğümüz.

 

Edebiyatın daha ilk harfindeyim sevgili Gregor ve sadece özdeşleştiğim sevgili yazarının yaşadığı koşulları düşünüp üstüne üstük yaşadığı sağlık problemleri ve ümitsiz aşkı…dedim ya: bir kıyas zinciri en çok Kafka’nın edebiyattan ibaret olma düşünce ve telaffuzu tüylerimi diken diken ediyor.

 

Hayatını defalarca okuduğum gibi kendi hayatımı da mütemadiyen gözden geçiriyorum. Allah şahit yine de insan çevresinde başka insanlar istiyor ona güç verecek ve ona iyi bir insan olduğunu defalarca söyleyecek.

 

Özdeşim sayesinde yaşadığın hayat çok da yabancı gelmedi bana ne de olsa istenmeyen biriydin ve ölüm fikri bir o kadar cazip gelebilmekte.

 

Yine de yaşamayı seçiyoruz aslında seçtiğimiz bir hayat yok ve biz sadece yaşadığımızı farz ediyoruz. Belki gördüğümüz bir rüya belki de henüz uyumadığımız gerçeği.

 

Evinize taşınan o kiracılar sanki istenmeyen sadece sen de değildin ve sunumunda kaderin tok gözlü biri olarak elinden geleni yaptığın yetmezmiş gibi senin hatırına sahip çıkmadı kimse üstelik en yakınların üstelik ailen…

 

Zorlukların aşılmak adına süregeldiği gerçeği ve izlekte saklı detaylar. Göründüğü gibi değil ne de olsa yaşananlar ya da yaşanıldığına dair ileri sürülen savlar.

 

Kendime yakın hissettiğim üç beş yazardan biri zaten sana can veren sevgili Kafka.

 

Önceleri kişiliğini çok soğuk ve abartılı bulmuştum Kafka’nın ve yazdıklarını okudukça çözmeye başladım içinde saklı tutmadığı şifresini. Öyle ya; şifresini okuyucuya emanet etmiş bir yazar nasıl saklı olduğunu ileri sürebilir ki?

 

Son zamanlarda hissettiğim duygulara çok yakın buldum başından geçenleri.

 

Düşünsene sana bahşedilen bir hayat var ve umutların saklı ve gösterdiğin çaba ile bir şeyler yapmak istiyorsun ki zaten hayatını ailesine adamış bir insan iken ve üstüne üstük insanlığa da en ufak zararı dokunmayan…

 

Bir ihanet olduğunu biliyorum kötülüğün ve Tanrı’yı inkâr eden insanlar değil mi her defasında O’nun adını ağzına alıp akabinde kulluk görevini yerin dibine batıran…

 

Ne çok albenisi var değil mi hayatın?

 

Misal.

 

Yaşadığın şehir ve ev ve sahip olduğun imkânların. Dahası da var.

 

Sahip olduklarını azımsayıp yetinmeyi unuttuğun bu sefer başka insanların hayatlarını kurcalayan ve durduk yere kötülük yapmayı görev edinmiş.

 

Cemalnur’a ithaf en yazacağım başka bir mektupta konuyu detaylandırırım ne de olsa sırası ve yeri değil şimdi.

 

Azınlıksa insan daha doğrusu aynı paralelde olduğu az insan varsa ve bir de çoğu kişi ona cephe almışken…

 

Gerisi geliyor, sevgili Gregor.

 

Hikâyenin başında okuduklarım çok itici geldiği için zaten hikâyenin devamını daha yeni okudum ve ne ilginç ki; senden önce iğrenirken sonlara doğru acımaya başladım. Sonra bu duygumu da kaybettim ve nihayetinde seni çok sevdim.

 

Bir mazlum nasıl sevilmez?

 

Hele ki kök hücrenle yeni bir nesil daha peyda olacakken yine sunumunda ruhunun ve hayal dünyanın…

 

Öyle şeylere denk geliyoruz ki gündelik hayatta; kırkı dolmadan evden çıkan cenazenin ardından pek bir hüzün bulutu kalmıyor geride ve ben buna karşıyım oysaki senin dünyaya ve ailene veda edişinin ardından yeni bir içsel yolculuğa çıktı ailen ve hani neredeyse kız kardeşinin başını bağlayacakları birilerinin arayışı içine girdiler.

 

Teorik açıdan şu bir gerçek ki; zamanla her şeyin ve herkesin yeri doluyor sevgili Gregor hele ki istenmeyen biri isen zaten insanlar gitmen için gözünün içine bakıyorlar.

 

Güne senle uyandım bu gün ne de olsa dün geceyi seninle noktalamıştım yine de halimden memnunum en azından insani tarafımı kollamaya çalışıyorum üstelik uğradığım yenilgileri de düşündüm mü gördüğüm o ki; ben de kabuk değiştiriyorum lakin özümü de muhafaza etmem gerekliliğini unutmadan.

 

Yeniden görüşmek üzere.

 

 

 


( Dönüşüm Kafka... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 19.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.