Ben bu şehri senin mühür gözlerinde sevdim
Ne her
bahar coşup da taşan çayına kandım
Ne her kış
diz boyu yağan karına aldandım
Çayın coşup da çağlarken çılgınlar gibi
Ben serin bir söğüt gölgesinde
Daldım
mühür gözlerine de düşledim seni
Amansız
kara kış habersiz çalınca kapımı
Çektim
gönlümün onlarca sürgüsünü arkadan
Kapattım
kapı ve pencerelerimi dünyaya
Mühür
gözlerinde buldum kendimi
Uykusuz
gözlerimle uyandım sabaha
Bilesin ki
Her
uyanış da mühür gözlerine dalıyorum
Ben
bu şehri senin mühür gözlerinde seviyorum
Ben bu
şehri senin mühür gözlerinde sevdim
Aldırmadım gezdiğim sokakların dar oluşuna
Caddelerin
ortasında bulunan çukurlar
Tekletseler
de hiç düşüremediler beni
Her
Cumartesi insan seli olan bedenin
İçimdeki yalnızlığım kadar korkutamadı beni
Ve ben
güneşin her batışında
Yaşlı
gözlerle mühür gözlerine dalarken
Sıyrılırım bütün dertlerimden
Yeni ve en
baştan, hiçbir şey olmamış gibi
Hiçbir şey yaşanmamış gibi
Tekrar tekrar yaşarım seni
Artık anlamalısın
Aldığım her nefeste seni soluyorum
Ben
bu şehri senin mühür gözlerinde seviyorum
Ben bu
şehri senin mühür gözlerinde sevdim
Etraftakiler
bu şehri bir bir terk ederken
Sensizken
ömrümden her gün bin ömür giderken
Herkes
tatil için başka şehirler seçerken
Ben yitik bir
yürekle kapına kamp kurdum
Elma
yanakları aşım kalem kaşların yolum
Evinin
önünde bulunan taşlar kumsalım
Rüzgarları
kıskandıran saçların güneşim
Orman
yeşili gözlerinde denizim oldu
Değil bir
ay, değil bir mevsim, değil bir yıl
Bir ömür tatilim bitmesin istiyorum
Ben bu
şehri senin mühür gözlerinde seviyorum
Ben bu
şehri senin mühür gözlerinde sevdim
Seni
düşündükçe içimden bir ses haykırır
Durma
buralarda tası tarağı topla git
Seni
anlamaz ve ağlamaz ardından bu şehir
Sen her
nefeste ciğerine çekerken onu
O her
fırsatta senin sonunu hazırlıyor
Ben
çareler içinde çaresiz kalıyorken
Acınacak
halime katılarak gülüyorum
Ey adı
adınla anılası Şehr-i Kelkit
İsminizin
geçtiği yerde sadece susuyorum
Ben
bu şehri senin mühür gözlerinde seviyorum