...Tunceli'de buzdan anıtlara dönüşen
yiğitlere rahmet ve tazimle...
Can
gitti hazan vakti, yüreklere har düştü
Dağların
eteğinde iki özge yâr düştü
Kimine
karakışlar, kimine bahar düştü
Yurt
karalar bağlasın, yas tutsun bütün iller
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
Görmedi
böyle yiğit Nazımiye kırsalı
Şehidimin
kanıdır, şanlı bayrağın alı
Çınarın
kökü bizde, yalnız kırıldı dalı
Hazan
bahçelerinde boynunu bükmüş güller
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
İsmiyle
müsemmaydı, Ferruh "aydınlık yüzlü"
Yağız
Efe'ye izdi, can vatanına sözlü
Kalleşleri
avlardı, her biri kartal gözlü
Candan
aziz vatanın bekasına kefiller
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
Koca
çınarın dalı, Asım'ın nesliydiniz
Ey
ana kuzuları, rüzgârca sesliydiniz!
Vatanına
sevdalı, yürekten hisliydiniz
Kahraman
askerime ağıtlar yaksın diller
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
Jandarma
çiçekleri açar Nazımiye'de
Etrafa
rayihalar saçar Nazımiye'de
Koçyiğitler
cennete uçar Nazımiye'de
Ölümsüz
yolculara gözlerden aksın seller
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
Asımlar
ölümsüzdür, bu yurdun mayasıdır
Göklerde
dalgalanan bayrağın boyasıdır
Onları
özge kılan onuru, hayasıdır
Yüreğe
düşen koru nereden bilsin eller?
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
Tez
geldi kara haber, derin yaslara boğdu
Burada
güneş battı, ötede güneş doğdu
Yüreklerden
taşanlar, tabuta nasıl sığdı?
Kösün
tokmağı kırık, sazlardan kopmuş teller
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
Aydınlık
sabahların müjdecisidir tanlar
Yurdu
yaşatmak için canından geçti canlar
Yiğitlerin
ardından öksüz kaldı destanlar
Yürekler
yangın yeri, göğe savrulmuş küller
Tunceli
dağlarında buz tutmuş karanfiller
M. NİHAT MALKOÇ