Zamanın elinden tutan yas’ın yasa değerindeki hükmünü eziyet bilip de son raddesine kadar sığıntı manevralardan kaçan bir yüreğin ülkesiyim.

 

Şehirler ağırlıyorum içimde.

 

Şehitler ağırlıyorum gördüğüm her yetim düşte.

 

Nadasa bıraktığım sevdamın izini sürüyorum, tebaası yenik bir şiirde.

 

Güncemde soluk düşler saklı; düşlerimde güller yaslı aslında hâkim kılınan hüznün en yakın şahidiyim ki müridi olduğum hüzün şehrinin bir kaynakçası yazdığım her şiir.

 

Beyitlerde tevekkül yüklü; yükümlü kılındığım ise hayatın ve acının devingen yükü.

 

Minvalinde göğün arpacık kumrusu misali sekiyorum gölgelerden kaçtığım belli olmasın diye kendi gölgemi de uyuttuğum şehrin kabzımalı bir resim kadar dingin renkler ve açılımlar saklı iken seyrüseferindeyim içimde tükenmek bilmeyen top tüfek selamımı gönderiyorum ülkeme.

 

Ben hazin bir rüzgârım, anne.

 

Sen ise gururlu bir yürek.

 

Aşkımı yoktan var eden yüce Yaratan tarafından seçildim bilumum insana ülkü bellediğim.

 

Göğün katlarında yaşıyorum ben, anne.

 

Sırtımı önce sen sıvazladın sonra komutanım ve halkımın dualarına tanık iken Tanrı, bedenimi siper ettim toprağa.

 

Ben kanadım yeter ki milletim kanamasın.

 

Asla kanmadım çünkü ben doğruyum ve çalışkanım.

 

Köyümün okulundaki o tek derslikte kaç sınıf bir arada okuduk.

 

Öğretmenim de asker çocuğuymuş.

 

Hep vatanını yâd eden babasını örnek verdi bize öncesinde şanlı tarihimize şahit sayısız şehidi.

 

Zaman akıyor damarlarımda, anne ama damarlarımdaki kan çoktan kurudu.

 

Hilalime kurban oldum işte ve ay yıldızlı bayrağıma sardılar bedenimi.

 

Rafine edilmiş duyguları var insanların ama öncesinde Allah sevgisi sonra vatanına aşık insanlar… iyi ki de şehit düştüm anne.

 

Ne mutlu sana.

 

Ne mutlu eşime.

 

Ne mutlu çocuklarıma.

 

Ne mutlu bu şanlı bayrağın altında yaşayan milletime.

 

Sezinlediğim ne ise çıktı akabinde önce hayra yordum sonra şehit düştüm ve gördüm ki; rüyalarımı iyi ki hayra yormuşum.

 

Nice ülke yandaş.

 

Kimi ülke düşman ama görsün ki cihan; bizim sırtımız asla yere gelmeyecek.

 

Şehit düşerken bile yüreğimin üstüne düştüm, anne.

 

Zaman soytarı bir yalan/mış anne.

 

Hem askerim hem şair hem babayım hem evlat hep de ailesine hasret ama öncesinde vatanına kurban.

 

Döşünde yanılgı olmasın kimsenin.

 

Dirliği düzeni de bozulmasın asla ülkemin insanlarının ve görsün tüm cihan.

 

Sana yazdığım son mektup bu, anne aslında hangi ara yazdım hatırlamıyorum ama… önce abdestimi aldım ve başım secdeye varıp nice niyazımı sundum Rabbime sonra da yollara düştük tüm birlik.

 

Dün de böyleydi.

 

Bu gün de ve yarın da.

 

Solan çiçeklerin için üzülme anne. Ben sana tazelerini yollarım cennetten.

 

Allah’a emanet ol.

 

 

 

Kınalı kuzun.


( Şehidin Annesine Son Mektubu... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.