Yapılan ciddi bir araştırmaya göre ''Dünyada en çok televizyon karşısında vakit geçiren ikinci ülkeymişiz.'' Ne kadar acı bir istatistik aslında... Birinci kim diye merak ettiniz, değil mi? Onu da hemen açıklayalım ABD yani Sam Amcanın çocukları... Okumuyoruz ve çocuklarımızı da okumaları için teşvik etmiyoruz maalesef... Bir senede ülkemizde basılan kitap ve gazete sayısı, gelişmiş ülkelerin neredeyse bir aylık basılan ve satılan kitap sayısına eşit...

Geçmişte tek kanallı TRT'miz varken şimdilerde beş altı tane devlet kanalı, sayısız yerel, özel televizyon, basın dünyasında ve sosyal hayatımızda ki yerini aldı... Kanallarda konuları birbirinin benzeri onlarca dizi, sadece isimler değişiyor. Şiddet ve tabanca ögesi de çok fazla görünüyor beyazcam da...

Özel kanalların bir çoğu nedense dizilerden başını kaldırıp da kültüre, bilime, sanata gereken önemi vermiyor ya da vermek istemiyor. Sabahtan akşama kadar on on iki saatini televizyon başında geçiren insanlar var bu memlekette... Hem gözlerine, hem de beyinlerine yazık... Oysa ki kitap ve gazete okumak televizyon seyretmenin belki yarısı kadar dörtte biri kadar gözlerimizi yoracaktır. Edineceğimiz bilgi ve kültür de cabası tabi ki...

İnsanları geren, strese sokan, insan metabolizmasını zorlayan ve bizlere hiç bir şey katmayan, zaman öldürmekten başka bir işe yaramayan, saçma sapan yarışmalar... Yarışmalar saçma sapan olur da sunucular saçma sapan olmaz mı? Kemiksiz dilden çıkan abuk sabuk cümleler... Velhasılı biz de akşam geçip karşılarına seyrediyor, onlara reyting yaptırıyoruz, okuyacağımıza...

Kırmamız lazım bu kısırdöngüyü... Ailecek karar verseniz de haftada bir iki gün televizyon açmasanız, hiç bir diziyi izlemeseniz... Ne olur kıyamet mi kopar? Bence çok da güzel olur. Toplanırsınız bir odaya, birbirinizin dertlerini dinlersiniz... Aranızda da müthiş bir sinerji oluşur... Gözleriniz gözlerle, yürekleriniz sevdiklerinizin yürekleri ile buluşur... Siz ev de ne yaparsanız, çocuklarınız da büyük olasılıkla sizi takip ve taklit edecektir. Akşam, gece yarılarına kadar televizyon, bilgisayar ya da akıllı telefonlarınızın başındaysanız, onlarda olgunlaşınca aynı şeyleri yapacaklar. Yok, oturup da kitap gazete okuyacaksanız, onlarda okuma, araştırma yoluna gideceklerdir... 

( Kırmamız Lazım Bu Kısırdöngüyü başlıklı yazı AhmetZeytinci tarafından 29.10.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.