Uğurlama




Zaman zaman efkârım temelden sızar dışa
Celbedip iklimleri vazgeçer bigâneden
Can evini devirip tufana karakışa
İncinen bakışımda derinlik olur neden



Ağaran sabahların çekilirken üstünden 
Gecede müphem sancı, hâle esrarı s’inik
Karşı dağları mesken tutarak dünü günden
Gönül bahçelerinde kanatlanır üveyik



Ölümsüz arzuların kıyısında uçurum
Defetme telaşında intizarı çuhadar
Yandıkça gülün dalı sarsılıyor Şam, Urum
Rüzgâr esmede nakis, bulut gölgeden bizar



Kevn-ü mekânda pazar hüzne tezgâh açtıkça
Tükenmiyor geçmişim erken geldi sonbahar
Boz geyikler ovadan ben kederden kaçtıkça
Ağla diyor tiz bir ses ağla sahibi kadar



Varsın doğuştan şanslı kimi derdiyle âbad
Kendi külünü bilen ateş soğusun dursun
Varsın olsun müptela gama pervaneler şâd
Sızdıkça efkâr beni dönüp bağrımdan vursun
Yine de güneş gibi nazarımda durursun...

                                                            Şair diyor ki;
                                                            “Sen ve ben acıdan iki dağız.
                                                            Sen ve ben bu dünyada bir daha hiç karşılaşmayacağız” 

Nezahat YILDIZ KAYA
( Uğurlama başlıklı yazı Nezahat KAYA tarafından 4.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.