Tefeci bir ölüm perisine sığınan
kader ve güncesi şairin.
Hayatın yerle yeksan edilmiş ölü
hücrelerinde ölü toprağı kalıntılarına rast gelip erdemle mühürlemek günü.
Gıyabında esaretin, büyüteç görevi
gören yüreğin naşına saygıyla dokunup…
Tüten gecede; seğirten hece hece;
ölücü ritmi cesaretin belki koğuşları tıklım tıklım aklımın… uyutulmuşluğun
haznesinde yorgun bir yolculuk…
Kaderin kalibresine yenik; aşkı
inatla reddedip öldürücü gücü acıların.
Bir tebessüme yenilen fani.
Bir aşkı kundaklayan diğer fani.
Bir sureyi içine çekip asil bir
pervasızlıkla hayatın boş şıklarında dolu dolu maneviyatın rehavetine kapılıp
dünya işlerinden elini her çektiğinde yenik düşmek değil bilakis yeis bildiği
bir sunumu dirlik bildirgesi addedip…
Sonu gelmeyen cümleler her birimizin
fıtratındaki gizemi bir bir içe çekip aslında içten değil dıştan içe bir
yolculuk: günün bildirgesi hep huzura delalet; efkârı derinlerin tahayyülüne
varıncaya kadar naşında bir gölgenin iç kemiren kurtçuklardan muzdarip…
Sonu gelmeyen hayatlar…
Başı olmayan hikâyelerin sondan da
bihaber olduğu derinlerin kulaçlandığı aslında engin bir düşün kabul gördüğü
günü birlik rüyalar ve şiirler…
Şarlatan bir şiirde konuşlu ne de
olsa sersem bir gülücük yüreği esir alan ya da serseri bir kurşun delip geçen
duvardaki kancaya asılı insan siluetleri sanki makberin fiyaskosu belki mahşer
öncesi provası ölümlü bedenin kursağında bir hikâye takılı iken yine mi
devingen bir mülkiyet pervasız bir öznede parantez açıp yüklemi olmayan bir
cümleye sirayet eden kanıksanası bir önerme cümlesi…
Makul sayıda kabul görmüş cesaretin
izine haiz bir kadın kadar kayıtsız bir izlekte dile gelen…
Sonu gelmeyen hayatlar aslında
hayatın kısa ritminde bizler uzun boylu masallar uydurup kendimizi
kandırdığımız o açılım: penceresi olmayan bir evin sihirli varlığı yine ev
halkının hezeyan ve üzüntülerini dingin bir kare olarak resmetmek…
Sonu gelmese bile cümlelerin
sonsuzluğun tınısı yok mu hece hece haykırdığımız?
Gönül ister ki… diyebilmenin bir
maruzat addedilmediği ve göğün kanatlarında yaşamayı beceren her ölümlü için
geçerli bir kanıt şiirin ve şairin sihirli dünyası…
Şimdi bir bidon benzin döküp yakalım
tüm yarım cümleleri ki yarım kalan hikâyemiz artık sonlansın.