Sev (me) mek
Seviyorsanız,
hissettirin derim. Sözleriniz, duygularınızla pekişsin.
Ve eylemle,
anlam bulsun ilginiz.
Dostunuzu/
dost bildiğinizi arayın, yanında olun. Bir adım gelene, iki adım gidin.
Adımlarınız,
gün gelir karşılık bulur. Elbette karşılık beklemek için değildir sevgi.
Onun sevdiklerine,
siz de değer verin.
Beklentilerini
çözümleyin.
Empatik
yaşayın.
Seviyor “muş” gibi yapmak, size bir şey
kazandırmaz.
Sadece sahte
yüzünüze, bir yüz daha kadar. Eh, bu yüzlerin, yüze kadar yolu var.
“Ne koparsam kârdır”
beklentisiyle sürdürülen, geçici ilişkiler, hüsranla son bulur.
Menfaat
uğruna; limandan limana, kayıktan kayığa, ve at sırtında parazit sinek gibi gezenler,
fırıldak rüzgâr
gülünü bile güldürüyorlar aslında.
Karşınızdaki
aptal değil. Görüyor, biliyor, seziyor ve yorumluyor, olan biteni.
Elbette önce,
belki tamir olur iyi niyetiyle, “yıkık
bir değirmeni kırk yıl bekleyebiliriz”
Fakat nereye
kadar, üzerimize yıkılana kadar mı?
O güç, cesaret
ve dirayet kişiden kişiye değişir.
Vaaz ve
nasihat verip, nutuk atmak değil amacım.
Edebi dilde,
ebedi yaşam gerçekleridir bunlar.
Tabi anlayana,
anlayabilene ve anlamak isteyenlere…
07.11.2018
Ali Rıza Malkoç
#armozdeyis