Uzvu kayıptı gecenin…
Engelli bir sihir doğdu ansızın
Tehdit edilesi düşlerin kefeninde
Kan vardı son vagona henüz
yetişmişken
Ellerimde cızırtı ve yanılgı
Ben tembel bir düştüm…
Kendinden geçmiş ömrün lades dediği
Her vukuatta yarım yamalak bir cümle
nazarında
Esefle terk edildiğim her soytarı
sahnede
Duvarlarla örülü dünyamda
Yâd ettiğim mutluluğa
Fermanımı sunarken elimdeki titrek
kalemin
Mertçe tetiklediği sözcükleri
Bir bir içerken aşk dilinde.
Ne çok kayıp hecenin peşine düşmüştüm
işte
Bir şiir vakti mutluluğa duyduğum
özlemle.
Bir şiir düştü gözümden
Yaşla tahsil ettiğim bir senetti
adeta
Her vazgeçişime yüklendiğim
Bin bir özlemle dünü ve kendimi yâd
ettiğim
Geçişi olmayan dehlizlerin
Karanlık sesinde hayatın bazı bazı
İz sürdüğüm bir lanetti adeta.
Programlanmış benliğimle
Tokalaştığım hoyrat bir firardı
Kendime mal ettiğim o çöküş nezdinde
Bir bir paye verdiğim
En soğuk mevsim tabir-i caizse
Kanatsız bedenimde
Kuş ürkekliğinde severken insanları
ve evreni
Safça yanıldığım
Her halükarda aldatıldığım
Ve son bir maruzat dillendirdiğim.
Sadece Tanrının bahşettiği o nefesle
Yeniden doğmayı değil
Yokluğa karışan cümlelerimde
Ben en yalın halimle
Arzı endam etmişken şiir dilinde bir
sancıyı
Yerle yeksan etmişim kendimce
Belli ki kenetlenmişim hücrelerimde
Yanan ateşi sadece ölümün soğutacağı…