Kalemimle hasbıhal etmenin zamanı
bana, hiç bu kadar ağır gelmemişti.
takibinde olduğum
gazete ve görsel basından
ruhumun gıdası olan iyi haberleri
bugün alabilecek miydim?
Tersini söylemeyi ne çok isterdim
ne yazık ki, hayır diyeceğim
Nevrimin döngüsü, dünya ile eş değer!
beni yıldıran o sıralı manşetleri
buyurun beraberce irdeleyelim!
Masum çocuklara
bunun yanı sıra
Allah'ın sessiz kulları olan
hayvanlara, tecavüzün
akıllara zarar işkencelerini
kadınları önemsemeyerek
fütursuzca şiddet uygulamalarını
ve dahi
cinayet haberlerini
ateşli silahlarla gasp, saldırılarını
ve ortalığın kan gölüne dönüşünü
ha birde, unutmadan
dünyamızın bitmez karışıklığını
aba altından gösterilen sopasını
topraktan çıkarılan savaş baltasını
ve daha, daha nicelerini!
Eskiden, insanların iç güzelliği
yüzüne yansır
kimin hangi karaktere
yatkınlığı az buçukta olsa bilinirdi.
Peki ya şimdilerde?
sol yanım fena sancılanıyor, desem!
Çünkü; Ruhların ta derinden
karardığını ve yüzlere
o/nursuzluğun sirayet ettiğini
maalesef, üzülerek görüyorum!
Bazen kendime;
Es geç, be cancağızım
dünyanın en iyisi sen misin
evrenin kambur hengamesini sırtlayıp da
ta zirveye sen mi çıkaracaksın?
Diyorum demesine de
ruhumun incinmesinden korkuyorum
nihayetinde onu
sonsuza giden yol olan, insanlık mefhumunu
mahşerde; İnceden inceye karartmak var!
Sizce de öyle değil mi?