Vatandaşın üzerinde görünmeyen gizliden yüklenen gönderilen ağır baskılar sonucunda bu zorbalık sonucunda geçim sıkıntısına karşı mücadele etmek için maddi anlamda gücü olmayınca, bu zorbalara koşarak sahibi oldukları bankalardan kredi çekerek kendi rızası gibi görünse de tuzağına kendi elimizle düşeriz, kaçınılmazdır! Vatandaş ta karşı koyacak artı uçlar boş olduğundan boşaltılarak pasif kaldığı için, direnen dirençlik canlılık sömürülen güce karşı olmamaya da hala devam ediyor. Hangi izimler mizimler bizimler sizinler gelse de bu sömürülen vatandaş olmaktan kurtulamıyor. Bu artı gücü emek sömüren eksi uçlar bir gün olsun kendisi ile özeleştiri yapmaz, ihaleye her zaman kazanmak için vatandaş koşar kazanamaz kaybeder, çünkü karşı koyacak maddi gücü yoktur.

 

Diyeceksiniz ki hayat bir mücadeledir kime neye karşı? Benim sizin gibi bankaya borcu olmayan kaç kişi var? Android telefonlara üç beş milyar vererek almayan kaç kişi var? Tatil hakkınızdır diye kandırarak buyurun bankamıza üç ay ertelemeli sonra yerleştirmeli krediniz hazır diyerek, aileyi ayağa kaldıran, babacığım hayatım hakkımız değil mi diye kandırarak borca sokan sistemin çarkına, girip un ufak olmayan kaç kişi var? Mal mülk sahibi ev almak için bankadan para çekerek 10-20 yıl borca girerek iki üç ay ödemeyince evi elinden gitmeyen kaç kişi var? Neye kime karşı mücadele? Üretken olmak çok çalışmak hak etmek için çalışanın hakkına göz koyana karşı mücadele yok öyle ise hayat neyin mücadelesini vermemizi söylüyor bize? Bu neyin sahipsizliği oluyor? Bizim harcamalara karşı frenimiz yok, onlarında sömürerek almamak için frenleri yok, karşılıklı kaza oluyor ve yaralanan hep vatandaş oluyor!


 
Emek gücünü sömürenlere birilerinin fren takmasını beklerken yetkililerce, fren yerine ara gazı takıyor yedekten ver ara gazını ver vay anam vay! Onlar servetlerine servet katarken vatandaş servetinden oluyor kuruyor bitiyor… Biraz yaşayacağı adım atacağı kadarını bırak gerisini al duyan yok gören yok… Pay efendilerin geride kalan artıklar vatandaşın çalışanın emek gücünün, şimdi hayat mücadelerle dolu derken “mücadele “ bunun neresinde? İçinde mi dışında mı kenarında mı? Bir düzlem arıyorum yok her yer hendek taş taş üstünde düz yol kalmamış, yoksa düzlem mi değişti haberimiz mi yok? Bağlam enlem boylam arama bulamazsın, hani mücadele hayatın neresinde? Yoksa ben saçmalıyor muyum? İrade elden alınmış sömürü ile yok edilmiş ise, buna karşı koyacak maddi güç olmadıktan sonra nasıl mücadele edilebilinir ki? Etrafımız sarmışlarsa bir örümcek gibi ağlarıyla nasıl çıkılabilinir? Birlik olsa da emek gücünü senden az parayla alanlar onlar şunlar bunlar ama insan gibi insan olmadıkları kesin!
 
Mehmet Aluç

( Artı Uç Eksi Uç Kısacası Dolu İle Boş Uç -2- başlıklı yazı kul mehmet tarafından 21.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.