Her ulus hür yaşamak, kalkınmak ister. Bunun için ulusları yönetenler yönettikleri yurttaşlarının bilgili, becerili ve donanımlı olmalarını isterler. Bu bağlamda eğitim-öğretim çalışmalarına gerekli önemi verirler. Eğitimin önemini çağlar ötesinden bile bir Çinli filozof, “Eğer yüz yıl sonrasıysa düşündüğün, o zaman halkı eğit.” Sözleriyle vurguluyor.

 

         Bu konuda başöğretmen Atatürk de, “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da milleti esaret ve sefalete terk eder. Bu tartışılmaz gerçekleri içselleştiren ve yaşama geçiren ülkeler ve yöneticileri günümüzün kalkınmış her alanda söz sahibi olan ülkelerdir.

 

 Atatürk eğitim-öğretimin birinci paydaşı olan öğretmenliğin önemini de şöyle vurguluyor: “Bir topluluk ulus olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır. Onlardır ki, toplumu gerçek bir ulus haline getirirler.” Öğretmenlik, Tanrı mesleğidir. Bir filozof der ki, “Tanrı gökten yere inseydi meslek olarak öğretmenliği seçerdi.”

 

Analar doğurur, öğretmenler yetiştirir. Evet, çocuk ilk eğitimini ailede annesinden alır. Okullarda öğretmenlerden alınan eğitim ve bilgilerle öğrenciler birer yetişkin birey olarak hayata atılırlar. Öğretmenler pedagojik yeterlilikleri ve kültürlerinin düzeyleri oranında toplumları aydınlatır onlara lider olurlar.

 

Öğretmen toplumları aydınlatmada meşaleyi en önde taşıyandır.  Öğretmen bilgiye, beceriye aydınlığa açılan bir penceredir. Din ulularından Hz. Ali’nin vurguladığı gibi kendisine köle olunacak bir insandır öğretmen.

 

         Tarihte öğretmene değer veren ünlü padişahlarımız vardır. İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet kendisine sunulan çiçekleri yanı başındaki hocalarına sunulmasını istemiştir. Sert ve acımasızlığıyla ünlü Yavuz Sultan Selim’de hocasının atının ayaklarından üzerine sıçrayan çamurlardan mahcup olan hocasına kızmamış üstelik çamurlanan elbisesinin ölünce tabutunun üstüne örtülmesini emretmiştir. Öğretmenliğe verilen gıpta edilecek bu örnekler imparatorluğumuzun yükseliş dönemlerinde görülür. Demek ki bir ülkenin yükselişi ile eğiticilere verilen değer doğru orantılıdır.

 

Bu gerçeğin gereği olarak cumhuriyetimizi kuranlar halkımızın aydınlanmasına gereği gibi önem vererek her düzeyde okullar açtılar. Köylüyü eğitmek için askerde okuma-yazma bilenleri eğitmen kursuna tabi tutarak köylere gönderildi. Daha sonra köylünün kalkınması, aydınlanması için onlara öğretmen yetiştirmek için köy enstitüleri açarak kısa sürede donanımlı, bilgili öğretmenler yetiştirdiler. Aşağıda bu okulların örnek ders programı görülmektedir.

Köy Enstitüleri Ders Programı
Kültür Dersleri:

Türkçe,
Tarih,
Coğrafya,
Yurttaşlık Bilgisi,
Matematik,
Fizik,
Kimya,
Tabiat ve Okul Sağlık Bilgisi,
Yabancı Dil,
El Yazısı,
Resim-İş,
Beden Eğitimi ve Ulusal Oyunlar
Müzik,
Askerlik,
Ev İdaresi ve Çocuk Bakımı,
Öğretmenlik Bilgisi: (a) Toplumbilim, (b) İş Eğitimi, (c) Çocuk ve İş Ruhbilimi, (d) İş Eğitimi Tarihi, (e) Öğretim Metodu ve Tatbikat,
Zirai İşletmeler Ekonomisi ve Kooperatifçilik.
Ziraat Ders ve Çalışmaları:

Tarla Ziraatı,
Bahçe Ziraatı,
Fidancılık, Meyvecilik ve Sebzecilik Bilgisi,
Sanayi Bitkileri Ziraatı,
Zooteknik,
Kümes Hayvanları Bilgisi,
Arıcılık, İpek Böcekçiliği,
Balıkçılık ve Su Ürünleri Bilgisi,
Ziraat Sanatları.
Teknik Dersler ve Çalışmalar:

Köy Demirciliği (nalbantlık, motorculuk),
Köy Dülgerliği (marangozluk),
Köy Yapıcılığı: (a) Tuğlacılık ve Kiremitçilik, (b) Taşçılık, (c) Kireçcilik, (d) Duvarcılık ve Sıvacılık, (e) Betonculuk,
Kızlar için Köy Ev ve El Sanatları: (a) Dikiş-Biçki, Nakış (b) Örücülük ve Dokumacılık, (c) Ziraat Sanatları.

 

Ne kadar hoş zengin bir program. Maalesef bu okullar kapatıldı. Anadolu aydınlanması yarım bırakıldı. Dünyada okul kapatan tek ülkeyiz! Günümüzde hala “kızlar okula” benzeri programlar uygulayarak doğu ve güney-doğu bölgelerinde okullaşmayı yeteri düzeyde sağlanamamışsa Köy Enstitüleri’ni kapatan anlayışın ülke çocuklarına armağanıdır bu uygulama.

 

 

 

         Köy Enstitüleri yetmedi daha sonra ülkemizde en önemli meslek okulları olan Öğretmen Okulları da kapatıldı. Öğretmen Okulları aşağıya aldığım marşta betimlenen idealler doğrusunda ulusunu, yurdunu candan seven bu uğurda korkusuzca cehaletle bilgisizlikle savaş veren, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar yetiştirmekti. Günümüzde ülke olarak belirli bir düzeye gelebildiysek bunu Cumhuriyeti seven Atatürk ilkelerine bağlı saygıdeğer öğretmenlerimize borçluyuz.

 

         .

                        ÖĞRETMEN MARŞI

Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yeryüzünde yoktur, olmaz Türk'e denk;
Korku bilmez soyumuz.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.


Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.

 

 Öğretmen ve öğretmenlik sadece 24 Kasımlarda anılacak bir meslek dalı değildir. Ülke olarak öğretmenlerimizi ne kadar nitelikli yetiştirir onların özlük haklarına gereken ilgiyi gösterdiğimiz oranda dünyada gerçek yerimizi alırız. Yoksa onlarca eğitim fakültesi açıp binlerce öğretmen adayı yetiştirip çoğunu atamadan işsiz bırakmakla değil yüz yıl sonrasını on yıllar sonrasını bile düşünmemiş oluruz

( Öğretmen Ve Öğretmenlik başlıklı yazı sahara tarafından 23.11.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.