ÖMRÜM ve NEFSİM

Kırk dört yıllık ömrümü düşündüm de dün gece
Ne çabuk geçivermiş; ruhum bile duymamış
Haftalar, aylar, yıllar; ulaştığım netice:
Gel gör ki nefsim henüz yaşamaya doymamış!

Dünya denilen hana bir kapıdan girmişim
Geçen onca sürede ne olaylar görmüşüm
Aslında bu hayatın sefasını sürmüşüm
Lakin nefsim yılları günden bile saymamış!

Şu geçici hayata gönderilmişiz neden?
Ölüm var ki burada, kalamayız ebeden
Sabah ezanlarında uyuyakalmış beden
Tembel nefsim namaza kaldırmaya kıymamış!

Hayat denilen yolda salınıp dolaşırken
Çok nimete gark olup, çok şeye ulaşırken
Şeytana kafa tutup belaya bulaşırken
Nefsim menfaatinden bir an bile caymamış!

Anlaşmıştık onunla sözleşmiştik biz güya
Ahiret yollarında kalmamalıydık yaya
Halimizde olmasın, demiştik nifak, riya
Şimdi anlıyorum ki; nefsim söze uymamış!

Dile kolay kırk dört yıl; yazı, baharı, güzü
Dedim; Hamdi tez ayıl! Nefse bırakma sözü
Mevla’nın dergâhına girmeye olsun yüzü
Eyvah! Nefsim dergâha girecek yüz koymamış!

                                       Mustafa Gül (Hamdi)
                                       (30.11.2018)
( Ömrüm Ve Nefsim başlıklı yazı Hamdi tarafından 3.12.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.