Yedi yirmi dört saat göğsüne
vura vura
Bağrını elbet bir gün
deleceksin vefasız
Sallanan o kırbaçta kaçmayıp
dura dura
Cezanı elbet bir gün
çekeceksin vefasız.
Doğruluğu bilmeden ben diyen
iblis haklı
Tam küçücük hakikat bir ayrıntıda
saklı
Sakin seher vaktinde
karıştırmadan aklı
Suçunu elbet bir gün
göreceksin vefasız.
İçin için yanıyor senden önce
gidenler
Gözlerinin önünde sıralıyken
nedenler
Huzur ile yaşamaz çok kötülük
edenler
Saçını elbet bir gün
yolacaksın vefasız.
Her anını süsleyip söylense
de bu tekbir
Giren çıkan hanenle gelir
defteri kebir
O mahşeri beklerken iyi
çekilmez kabir
Haddini elbet bir gün
bileceksin vefasız.
Ömür macerasında çöpte ekmek
yiyerek
Yatak yorgan zannıyla bir
çalıya siyerek
Âdem’liğin halleri güzel
çirkin diyerek
Zamanı elbet bir gün
böleceksin vefasız.
Nehir ırmak misali insan
çağlayıp akar
Sürüklenen kütükle döner
etrafa bakar
Yaptığın dört işlemde
sonuçlar sıfır çıkar
Mazini elbet bir gün
sileceksin vefasız.
İbretle ders verecek gelecek
her nesile
Ervah berzah arası toprak
vücut vesile
Çevrene aldırmadan gözyaşın
sile sile
Bedeni elbet bir gün
ekeceksin vefasız.
Yükseklerde üşürken ayazla
pişeceksin
Bulutlardan aşağı zorlanıp
düşeceksin
Bir çocuk balonuyla patlayıp
şişeceksin
Şifremi elbet bir gün
çözeceksin vefasız.
02.09.2018
Ahmet Çelik
SİYMEK: Çok manası olsa da
burada SIZMAK manasına kullanılmıştır