KALİTELİ YAŞAMDA RİSK ANALİZİ
Risk, en kapsamlı
tanımı ile, hayatımızda kontrolümüzde olan ve olmayan, irili ufaklı
tehlikelerle karşılaşmamızdır. Riski en basitinden, en tehlikelisine kadar
kategorize edebiliriz. Alınan önlemler her yönüyle yeterli ise, kişi ne
yaptığını biliyorsa, en tehlikeli risklerden kurtulma şansı yüksek iken,
koruyucu tedbirlerin, alınan önlemlerin ve aklın rasyonel kullanılmaması sonucu,
insan küçücük bir riskten ölümle çıkabilir.
Evin içine kendisini
fanus gibi kapatan, dışarılardaki risklerden korunmak için önlem aldığını
zanneden bir kişiyi bekleyen, oranı düşük de olsa, riskler vardır. Deprem olabilir,
alt veya üst katta yangın çıkabilir, elindeki bıçakla birlikte taşan süte
müdahale ederken düşüp, bıçak kalbine saplanabilir.
Demek ki, depreme karşı
dayanıklı evlerde oturmak, apartmanda yangın eğitimleri ve söndürme tüplerini
faal bulundurmak, aşırı telaş yapmadan sakin davranarak, bıçağı bırakıp süte
müdahale etmek, her konuda dikkatli olmak vb. gibi koruyucu ve önleyici tedbirlerin
yeri ve zamanında alınması gerekir.
Sürekli evde de
oturulmaz ki, dışarı hareket etmeye, spor yapmaya, dostlarla buluşmaya,
dışarıya ve trafiğe çıkma zorunluluğumuz vardır. Bu eylemde de, bizi bekleyen
çok basit ve çok güçlü kiskler karşımıza çıkabilir.
Daha evden çıkmadan
ikiye bir bozulan ve sağlıklı olmayan ve yürümeyi öteleyen bir hareketi seçip
asansörde saatlerce kalabiliriz. Bahçeye yürürken komşunun üst katlardan attığı
sigara izmariti saçımıza gelebilir. Haklı olduğumuz kesin ama tartışmayı
rasyonel bir şekilde yönetemez isek, soluğu karakolda, hastanede, mahkemede,
hapiste veya öbür tarafta alabiliriz.
Yeşil ışıkta geçip,
kırmızıda durmak gerekirden, aceleden veya dalgınlıktan yeterli risk analizi
yapmadan yola fırlarsak hayatımızı kaybedebiliriz. Hatta bırakalım kırmızı
ışıkta geçmeyi, yeşilde bile geçmek, sıfır risk değildir. Acemi, sarhoş,
öfkeli, dominant, aceleci, umursamaz ve vurdum duymaz bir sürücü kırmızı da bile
geçme cüretini gösterebiliyor maalesef.
Arkadaşlarla toplanıp
kahvede okey oynamanın bile çeşitli riskleri vardır. Yenme ümidiyle gelmiş,
cebinde parası olmayan ve yenilen bir arkadaşın hırçınlığı takozlarla kafalara
vurmaya kadar gidebilir.
Evlenmenin dahi
birtakım riskleri vardır. Aşıklık zamanındaki aklın bir karış yukarda olduğu
zamanlarda, objektif olarak görülemeyen risklerin ortaya çıkması, patilerdeki
tırnakların ortaya çıkması ve sevgi yumoşunun ciğerinin delinmesi,
kaynanaların, görümcelerin oyuna sert girmesi, önceden edinilen alışkanlıklara
saygı gösterilmemesi ve dominant davranılması, kişisel özgürlük sınırlarının
diğerinin üstüne arbışması vb. gibi birçok negatif sebepten dolayı; buyrun
boşanmaya, kavgaya, donuna kadar almaya, burnundan kan getirmeye, Allah korusun
ben gerisini demeyeceğim siz anlayın.
Öyleyse evlenmeyecek
miyiz? Tabi ki evleneceğiz. Karşılaşacağımız muhtemel riskleri çok iyi analiz
ederek, eş seçimini gerçekleştireceğiz. Aşk sarhoşluğunu uzun süre sürdürmeden
hayatın gerçekleri ile yüzleşeceğiz. Sevgi, saygı, sabır, tahammül, ortak
yaşamanın zevki, kaynanayı kendi anandan daha çok severek, görümceyi veya
kayını en az kendi kardeşlerin kadar severek, gerçekten iyi gün ve kötü
günlerde yapılması gerekenleri çok iyi analiz edip değerlendirerek, evliliğin
riskini sıfıra düşüremeyiz belki ama, epeyce aşağıya çekebiliriz. Hatta mutluluğun
dibine vurarak risklere “nanik” yapabiliriz.
Araba sürmek bir
risktir, hem de çok risklidir. İyice öğrenmeden ehliyetin olsa dahi trafiğe
çıkmak cinayettir. Ben ehliyeti alan çok dostuma (Prof.Dr. Vedat Bilgin, Prof.
Dr. Erdinç Yazıcı, Prof.Dr. Nurettin Parıltı) ilave direksiyon eğitimleri
verdim. Usta bile olsanız; ustalığınıza çok güvenirseniz, öfkenizi kontrol
edemiyorsanız, aşırı sabırsızsanız, pireyi deve yapan cinsten iseniz, bakımsız
araba ile yola çıkmışsanız, hava ve yol şartlarını ustalığınıza havale
ettiyseniz, sonunuz pek hayırlı olmayacaktır.
Büyük yolcu
uçaklarından birisi çok feci bir şekilde kaza yaptı. Hiçbir pilotaj hatası yok.
Hiçbir teknik sorun ve olumsuz dış unsura maruz kalma yok. Uçağın düşüşü çok
ilginç. Gökyüzünde normal süratle giderken birden bire burnunu göğe dikiyor ve
burkumlar yaparak yere çakılıyor. Risk analizi asla hata götürmez, sonucu çok
ağır olur. Sebebin ne olduğunu heyecanla bekliyorsunuz değil mi? Söyleyeyim;
kargo bölümüne yüklenen çok büyük ağırlıkta ve tek parça olan bir yük hızla
kayıp, uçağın yönetimini her iki pilottan anında devralıyor. Demek ki teknik
uzmanlar vazifelerini tam yapmamışlar veya deneyimsizlermiş.
Doğa yürüyüşüne gitmek
en sevdiğim etkinliklerimin başında gelir. Otuz kırk kişi doğada, çamlar ve
dağlar arasında bol oksijen, hareket, spor muhabbet, piknik… ama guruptan
izinsiz ayrılırsanız kaybolursunuz, telefon da çekmez. Uçuruma yakın selfi
çekerseniz hayatınızı kaybedebilirsiniz. Karın yumuşak ve yamaçta olduğu yerlerde
en ufak bir gürültü ve hareketle bütün gurup çığın altında kalabilir.
Sokak hayvanlarını
hepimiz de çok seviyoruz değil mi? Biraz önce vicdansızın birinden şiddet gören
bir köpek, sizi onun arkadaşı sanıp veya sizin de şiddet uygulayacağınızı varsayarak
sizi istemeyerek ısırabilir. Riski iyi analiz etmek gerekir.
Risksiz bir hayat
elbette yok. Görünen ve muhtemel riskleri en iyi bir şekilde analiz edip,
değerlendirerek; gerekli her türlü dikkat, özen, önlem, sukunet, sabır, akıl,
duruma yaklaşım, en rasyonel, etkin ve verimli bir şekilde değerlendirilerek,
riskler sıfırlanmalı veya en aza indirilmelidir. Hele hele iki defa aynı yerden
kötek yemenin aptallık olduğunu da biliyoruz değil mi?
Selam, sevgi ve
dualarımla. Allah’a (cc) emanet olunuz.
26 Aralık 2018. Saat:
16.00. Antalya
Doç.Dr. Süleyman
COŞKUNER
Kaliteli Yaşam Uzmanı