İKİ VAKİT ARASINDA YOK OLURUZ




İki vakit arasında yok oluruz seninle
Sabahın alacası 
Gecenin zifir arasında sıkışarak
Siyahla beyaz gibi bir uyum tutturur hiç oluruz 
Hicrana ritim tutan bir senfoni eşliğinde
Kurduğumuz vuslat dünyamızda harcanırken 


İki mevsim arasında biteriz belki
Yazın sıcağında ısınırken ruhumuz
Kışın zembherisinde donarak soğur kalbimiz
Ve bir buzlu sela sonrası ayrılığın musalasına yatar soğuk bedenlerimiz
Yürekten süzülen farklı ağıtlar eşliğinde


İki kültür arasında sıkışır yiteriz ansızın 
Doğu ile Batı gibi
Bütün kaba ve argo sözlerini sarf ederken bozuk dilim
Dağların,kayalıkların ve uçsuz ovalrı olan
Güneş’in doğduğu mekanda
Sen naif bir eda ile iki kürek toprak atarsın üzerime
Boğaz’ın mavi suları,şehrinin renkli sema’sı eşliğinde
Gözlerini bir seraba yumarsın
Sende bitmiş benliğime
Güneş’in battığı mekanda


İki dil arasındamı harcarız bizi
Gırtlakla,genz gibi
Elif ile lam gibi 
Ben ayşo,sen Ayşe dediğinde aynı isme iki ayrı yorumda bulunurken 
Ben gırtlaktan ğığlıyarak cümle bulmaya çabalarken
Sen güzel bir ıstanbul şivesi ile
Gidermisim diyerek beni uğurlarsın sensizliğin ölümüne
Gamsızca bakarak gözlerimin içine 


Mehmet Kılıçel

( İki Vakit Arasında Yok Oluruz başlıklı yazı M.Kılıçel tarafından 28.12.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.