Salyası akan kuduz
köpekler gibi, yaşamaktan utanmazlar!
Haya yoksunudurlar burunları
cığcığadır sanki arlanmazlar!
O kadar yüzsüzdürler ki,
suratlarına lapayla bile tükürsen,
Oh be Nisan yağmuru
yağıyor derler asla uslanmazlar!
Karakterleri ve
kişilikleri yoktur, belli değildir çizgileri!
İçtimai hayatta, çoktur
onun gibileri!
Başlarına bir musibet
ve bir bela geldiğinde,
Kimse koşmaz yardımlarına
yoktur sahipleri.
Kaybetmişler vicdan ve
merhametlerini!
Aşk ve şevkle mutlu
eder onları fani dünya nimetleri!
Özellikle vurdumduymazdırlar,
Tasavvur etmekten
acizdirler her daim ahretlerini!
Yırtılmıştır şeref
namus ve ar damarları!
Bir pay çıkarmazlar
kendilerine yedikleri halde şamarları!
Aç gözleri doymak nedir
bilmez,
Hak etmeden aldıkları
tomarlarca paraları!
Hoşt demekten yoruldum
onun bunun köpeklerine,
Yorgunluktan bitap
düşsem de oturmam döşeklerine.
Acımdan öleceğimi
bilsem dahi,
Tenezzül etmem asla ben
yaşadıkça ekmeklerine.
Kaybetmişler maddi
manevi değerlerini, yaşıyorlar asalak.
kalan ömür günleri kap
karanlıktır, olmaz olamaz parlak.
Yaşam şekilleri, alaverelerle
dalaverelerle geçer,
Geberip giderler, mazlumların en içten beddualarını alarak.
Ne kadar uyarırsan uyar, umurlarında olmaz!
Ne yaparsan yap
gönülleri sevgi ve muhabbetle dolmaz!
O kadar çekilmezdirler
ki,
Benim ben diyen en
sabırlı insan bile, yanlarında kalmaz.
Her daim kendilerini
herkesten üstün görürler.
Bukalemun gibi renkten
renge bürünürler.
En şatafatlı saraylarda
yaşasalar bile,
Ahir ömürlerinde kertenkeleler
gibi yerlerde sürünürler.
Vefanın Ve si, Muhabbetin Me si, Sadakatin Se si yoktur.
İçtimai hayatta bu
gibilerini ararsan, haddinden fazla çoktur.
Öylesini cehalet
şerbetini kana kana içmişler ki,
En normal bakışları
bile, sanki insanın yüreğine saplanan ağılı oktur.
04/Ocak/2019