Bir rivayete göre, Kâbe
imamı Südeysi demiş ki, “Amerika ve biz Suudlar dünyayı yönetiyoruz.” Sonrasında
ise, Kâbe’yi hamam böceği istila etmiş, ilk defa Kâbe’de namaz kılınamamış.
9 Ocak’ta internette
video görselleri yayınlandı. İlaçlama yapıldığı ve ölen böceklerin çöp
görüntüsü oldukça manidardı. Her denilene inanmamak gerekir elbet ama geçmişte
böyle bir vakanın olmadığı, haber yapılmadığı düşünülürse, insanın inanası
geliyor. Böyle bir istila olayına hayatım boyunca ilk defa şahit oluyorum.
Allah’ın evinde hamam böceğinin ne işi var, bu dereceye gelene kadar kim önlem
almaz ki? Evimizde bile gördüğümüzde tüylerimizin diken diken olduğu
manidarken, bu kutsal mekânda ki bu hadiseye kim önlem almaz ki?
Müslüman dünyasının
geldiği bu nokta çok manidardır gerçekten. Kalbe inmeyen imandan, şekilden
öteye gitmeyen şükürden, yapılan ibadetlerden ve dualardan medet umar hale geldik!
Kur’anda, "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar
edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost
edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri
hidayete, doğru yola iletmez." (Mâide Sûresi, 5:51) diyor. Südeysi denen
kişinin, bu ayet hakkında bilgisinin olmadığını sanmıyorum. Allah’ın evinde,
Amerika’ya dostum diyen bir imam, nasıl olurda imam olur, cemaate namaz kıldırır
ki? Onu dost kabul ederek, Hristiyanlardan
ya da Yahudilerden olduğunu yazan Kur’anı okuyup bilen bir cemaat yok mu? Nasıl
olur da onun arkasında namaz kılmayı kabul eder ki, hele ki Kâbe’de!
Marifet Kâbe’ye gitmek,
orada namaz kılmakta değil, marifet Kur’an’ı okumakta ve onun dediği gibi
yaşamakta… Neymiş Kâbe’de namaz kılan her rekâtından diğer yerlerde kıldığı rekâttan
100.000 rekât daha fazla sevap alırmış. Tıpkı Kadir suresinde, Ramazan ayı için
bin aydan hayırlıdır ayeti ile Ramazan geldiğinde, sigara, içki içmeyen, neredeyse
her an namaz kılan, kötülüklerden uzaklaşıp, sevap kazanacağını ve cenneti
kapacağına inanan kişiler gibi sayılarla meşgulüz. Ramazandan sonra ise fındık
kırmaya devam eden bir Müslüman kimliği ile kim Allah’ı kandırabilir ki? Allah
bu ikiyüzlü Müslümana, kendi evinde hamam böceği musallat ederek, adeta diyor
ki, sizin böyle bir imanla kıldığınız namazı istemiyorum! Sizin, rahatınızı
bozmayıp, elinizle, dilinizle, malınızla cihat etmeyip, rahatınızı bozmayıp, kâfirin
zulmüne ne yapabiliriz, nasıl kardeş oluruzun kaygısına düşmeden kıldığınız
namazı kabul etmiyorum diyor. Hamam böceği gibi mideyi bulandıran bir afetle kişileri
sınava tabi tutuyor, bundan ders alın diyor. Aslında bu noktaya gelinceye kadar ne kadar
ibretlik olayı da yaşatmasına rağmen… Hiç Müslüman ülkelerde ki gibi İslam’a
inanmayan ülkelerde deprem oluyor mu? Bu kadar ölüm oluyor mu? Müslüman ülkelerde,
vukuu buluyor her savaş ve zülüm… Bu
kadar acı olaylara rağmen, bir araya gelmeyen, kardeş olmayan, acısıyla
dertlenmeyen bir Müslüman dünyası var.
Eliniz açıp dua edip,
bana nimet ver, kardeşime yardım et demek… Bu değil kurtuluşun yolu. Bu uğurda
çalışmak, çözüm bulmak, neler yapabiliriz diye fikir üretmek gerek! Allah rızkı
ben veririm diyor ama çalışmadan rızık alınıyor mu? Nereden yağıyor bedava rızık
ki… Sen çalışmak isteyeceksin, rızkını arayacaksın… Allah’ta sebeplerle o yolu
açacak ve çalışman karşılığında rızkına kavuşacaksın.
Çalışacaksın
yaşlanmayacaksın
Kimseye
muhtaç olmayacaksın
Yaşama
heyecanını ve aşkını diri tutacaksın!
Aklını
başına al ey Müslüman kardeşim… “Kur’anı oku! “
Saffet
Kuramaz