Paslı bir çivi adeta içimi delen

Mübarek zamanın ayağına

Bastığım her düş öncesi.

Sırasını çoktan savmış mutluluk

Bir buse konduruyorum iris’ine gözlerinin

Tıpkı bez bebeklerin entarisindeki o kopuk düğmeler

Git gide büyüyen içimin efkârı.

 

Telaşlı bir satır yumuyor gözlerini

Açıyor imge musluğunun ağzını:

Çok arsızım bu aralar

İçimde saklı o neşriyat

Öfkesini öldürüyor eşrafımın ansızın

Oysaki mazimle gömülmüştüm

Gittiğinden beri.

 

Hanemdeki yangın büyüyen…

İsli göğsümün kopuk kopçasında

Anlı şanlı bir isyan:

Tanrım yeter ki çok görmesin

Sıralarında nöbet tuttuğum hayat denen mektebi:

Bir azap ki sorma gitsin;

Şehrin göbeğinde şimşir bir yalnızlık

Saçlarımda uçuşan konfetiler

Geçen seneden armağan.

 

Nazenin bir yürek büyüyen günbegün;

Şifresi kayıp bir mahzen

Titrek ellerimde yorgunluğun güftesi

Çat kapı gelmiş hüzün;

Sormaz mıyım hiç;

Neyin nesi bunca ölgün sözün

Arka kapağında büyüdüğüme dair?

İçimdeki deli dolu fıtratın

Ayrımcılığa tabi bizim buralardaki

Kaygan yeryüzü

Anlık bir feryatla

Koptuğum kadar ömrün de beratını verdiğim

Sırasız yıldız takımları.

Bir nebze de olsa

Güneşin doğduğuna kani hazin gökyüzü…

 

Bir içimlik her bir şiirim;

El çırpan iblise tüm kinim

Bir de elemin arka yüzü

Umutla yaşadığıma biat

Bu şiirin yazmadığım ön sözü.

 

 


( Paslı Çivi... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 12.01.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.