Bölüm-2-

Pazar beyaz çoraplı dilsiz bir engelli gibi sessiz. Aylardan ocak ATM kuyruğunun sonunda bir pembe giysili hatun. Kiraz renkli bir broşu şapkasına tutturmuş. Gözlerimin pası değişmesi için hiç de fena değil derken, çok ağır bir parfüm kokusu burnumun koku alma yeteneğini hedef alacak bir şekilde asit gibi hislerimi köreltiyor. Kucağında beyaz süslü zavallı bir kedi çok mutsuz bakıyor iri gözlerle.Tam bu görüntüye odaklanmışken ağır ve titrek bir ses bir dal sigara versene hocam diye beni bu derin trans dan uyandırıyor.Noel baba kılıklı bir adam Ho-ho şarkı söylemeye başlıyor kuytu sokak bir ürperti gibi sallanıyor. Ve sonra re minör eşliğinde bir beyaz kumaş içine katlanmış bir palyaço diz çökerken dizlerini kirletmemek için dilencileri kovalıyordu.

Pazar günlerim hep rahat geçiyor cenazeme gitmek istiyorum...


Pembe giysili kadın çok korkmuş olmalı ki, insan sürüsünü elindeki çubukla yönlendiriyor.Sonuçta nereye gideceklerini bilmeleri gerekir. Hava soğuk ve karlı sokaklarda kuzgunlar leş peşinde. Kederim ise bulaşıcı bir hastalıkmış gibi sokaklarda çoğalıyor. En küçük cenaze alayı bir cenaze aracı ve ağlayan bir kadından ibarettir. O pembeli kadın elinde bir çocukla beraber arabayı çeken kısrak gibi kişniyor. Mezarlıklar adamı çekermiş. Rüya değil apaçık bir manzara bu cenaze alayı gerçek gör. Kefene sarılmış adamı görenler ne kadar genç olduğunu düşünüyor olmalı ki demir para atanlar oluyor.


Güneş artık parlıyor. Cenaze sesleri ve cümbüşlü düğün alayları birbirine geçiyor. Şapka ile selamlıyorum. Para için yas tutanlar ve timsah gözyaşları dökenler cenazeyi karanfil yağmuruna tutuyorlar. Daha sağlıklı düşünenler bir çift cilali ayakkabılara sahip oluyorlar. Ve sırayla, pembeli kadın daha güzel olan kız ve hayatın daha canlı olduğunu düşünen kör ve sağırlar kalabalığı, cenazeye tek tek göz atıyorlar.


Bazıları cenaze yemeği için acele ediyor. Cenaze yemeğinde pilav ve tavuk var. Dünyaları her ne kadar baş aşağı olsa da, içlerinde çok güzel bir huzur var bu sarhoşluk şekilde sokaklara yansıyor. Pazar pazarında yeşil kar gibi patateslerin üzerine dereotu dökülü. Evime dönüyorum radyo bir arı gibi parlıyor. Ayaz rüzgar perdelerin arasından esiyor...


Ertesi birgün, entel zengin hayvansever yaşlı kadın afrikadan ısmarlama gerçek bir kürk giymiş. Daha az tüylü, ama öncekinden daha kalın ve pahalı.Sarı dişleri güneşte parlıyor, boyanmış yüzü ve tırnakları sarımsı. Yere oturuyor ve kendi kendine konuşuyordu. İlk önce bu sessiz protestosu sadece hayvanlar içinmiş. İlk başta örümcekler ya da güveler gibi küçük hayvanlar için. Bir süre sonra kuşlar ve sokak hayvanları içinmiş. Ve bir bir süre daha sonra pahalı elbiselerin içine girmiş köpeklerin önünde konuşmaktan da utanmıyordu.


Ve ben bundan cesaret almış olmalıyım ki. Soğuk ve karanlık odamın içinde televizyonun önünde konuşmaya başladım.Sonra aynanın önünde kendi kendimle konuştum. Aynanın karşısına durdum ve  gerçeğe bakan bir pencere mış gibi ona baktım.

Kimse ne gördüğümü bilmiyordu,ben ise bu konuda Tanrı'nın tavsiyesini istedim. Kapı çaldı gür bir ses- orada kim var? diye sordu. Yoksa Tanrım, cevap mı verdi, sanki tek bir kelime ile Tanrı'yı odama getirebilirim ya. Bir ömür onu aramaya onunla konuşmaya çalışmıştım. Fakat Tanrı hiç cevap vermemişti. Sonra anladım ki - Bir insan olarak şeytanı görmüştüm. Siyah bir hırka giyiyordu ve bana o kızıl gözleriyle derin derin bakıp dedi ki: - Siz yaratıkları sadece Tanrı sevebilir.. Onun bana söylediği tek şey buydu. O bütün nefret ve engin bilgileri kendisi için sakladı…




Suskun//



( Kısır Döngünün Kabusu -2- Bölüm başlıklı yazı Mikail Dede tarafından 13.01.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.