BÜLBÜL İLE GÜL HİKAYESİ

   Yüceler  yücesi , yüce yaratıcıya en ziyade muhabbetle selam olsun. Muhammed ile yoğrulan muhabbetine aşk ile selam olsun. Her zaman olduğu gibi  yine bugün, güne düşen kelimeleri bir araya toparlamak, toparlandıkça toplananları bu muhabbetin içinde var etmek yada varlığa büründürmek , varlıkların tek sahibi Allah’a ‘’hamd’’ olsun. Her bülbülün bir gülü, her  gülün bin bülbülü vardır. Bülbülün bir olması , gül için bin olması sevindirir kendini.  Gül, binin eğilmesini sever kendi (bir)liğinde. Bülbül ise Birin eğilmesini sever sadece (bir)inin önünde. Birisi, bir iken , diğeri biriken olmayı sever. Ondandır gülün  her birikene dikenli yaklaşması . Zira bu yaklaşım her bülbüle olda gel demesidir gülün. Olamadan gelen bir bülbülün güle dokunması her zaman sancılı bir doğumun ölüm fermanı gibidir. Doğmamış bir bahara , bahar ol demek gibidir.

     Ardı sıra gelen her dokunuş güle, içini yakarken bülbülün ,  yandıkça yüreğinin her lambası önünü aydınlattığını zanneder. Oysa ki her yanan kor ateş, ona aydınlık olmaz aksine olmazlara düşürür ve her bakışta gönlünün ateşini gök yüzüne  bırakır. Yerin yüzünü yakması yetmez iken birde göğe yayar susmayan, susturulamayan o eşsiz dilini. Durmaz ,  duramaz ve durdurulamaz bir şekilde taşa ,toprağa ,dağa , kuşa ,çiçeğe ,böceğe her şeye ,her şekilde , anlatır güle aşık olduğunu ,onun aşkına yandığını , onun için doğduğunu , her gün onun için yeniden doğan güneş gibi yeniden var olduğunu. Oysa ki varlığı ,  varlığı gül için gönül darlığı yaşayan bu bülbül bilmez ki her şeyin sahibi gülün ’de  tek yaratıcısı. Ve bilmez ki bir şeyin oldurulması için ,  güle dökülen aşk  muhabbetini  Allah için istese yada Yüce yaratıcının rıza ve merhametinden istese , bu denli dağ delmeye, bilek bükmeye  gerek kalmayacak. Ancak ne yapmalı ki bülbül bu,  gönlü her zaman yanan bir varlık bu. Aşkını saklayamaz olan, dillere düşüren, dillerden düşmesini istemeyen, istediğinin olmasını sabır ile beklemeyen bir varlık bu. Gel gör ki Aşkı güle vermek, gül ile aşık olmak doğru olan mıdır soralım bir bülbüle.  Sorduk bile, bunun için yazdık bile, bülbül bilmediğini biliyor gibi aşık oldu güle, bile. Oysaki bu aşk, güle olan muhabbetin yaratıcısından geldiğini fehim eylese gül ona nasip olur ,  düğün dernek başlar bile.

 Yani gülün güzelliğini , özelliğini ,zarifliğini ve değerini yaratıcısından bilip ne kadar güzelsin demek değil de ne kadar güzel yaratılmışsın demek olur ise , mana ile bakar ise gülün ona gülmesi  çok yakın olacaktır. Bülbül İstediğine ve isteğine nasip olacaktır. Bülbülün bakmayı bilmesi, görmeyi öğrenmesini köreltiyor. Ardında olanları, üstünde olanlar ile karıştırıyor. Elbiseye bakarak kumaşını, kumaşının şekil bulmuş sanatını unutuyor. İşte bundan olma ki yakın olmak istediğine istemeden veya isteyerek uzak duruyor. Şimdi gel seninle nasıl olması gerektiğini, olanın zaten olması gereken olduğunu son cümleler ile bülbüle, gülün dililane anlatalım. 

Gül der ki  ; ben gülüm. Her kese, her bülbüle gülmez benim gülüm. Beni değil ardımda olanı, beni gül yapanı, gül yapıp güzelliği bana kuşatanı görebilir isen eğer sen benim bülbülümsün, yüreğime dokunan nasibimsin. Bunu anlayacak isen var yanıma gülün olayım, bahçedeki gülistân’ ın olayım. Yalnız beni görür isen, sende var diğerleri gibi, varacağın yere.. 



Erkam YILDIRIM 

( Bülbül İle Gül Hikayesi başlıklı yazı #eryld tarafından 14.01.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.