Görüntü ihlali;
Tutunduğum sancağın rahmetine
Eşlik eden yürek dolu cesareti
Tek atışta gözünden vuran
İçimdeki tek sıkımlık kurşun:
Hangi ara hangi dere
Ser verip sırların da gölgesine
serildim.
Aşkın manivelasında yoksun bir
rütbeyim:
Aşkın efkârına yenik
Dingin bir cümle olma özleminde
Sehven yenik bir emir kipiyim
Sadece ve sadece aşkın hidayetinde
Zaman ve mekânı dışlamış
Göğün teselli bulduğu
Kâfir bir zümreyim.
İçimdeki neşriyat dünün kopyası;
Fellik fellik peşine düştüğüm
Tensiye edilesi rahvan düşler.
Ne minnet ettim ne rehavetini
kundakladım
İçimdeki yorgun çocuğun hangi
kıstasına
Yenik düştü de ahvalim,
Bir notaya serildim
Gün gözüyle geceyi dâhil ettiğim
torbamda
Yenildim ve dirildim
Bitiminde ömrün,
Teyakkuzuna durdum cehaletin.
Ben ki; bariz bir yanılgıyım
Yana yakıla sevdiğim âlemin
En tutarsız ve deli fişek rotasıyım:
Ne çok izdiham biriken
Üzünç yüklü payidar kıldığım
Zan ve sıfat yüklü bunca ziyan
Bir ölüp bir dirildiğim
Elbette yüreğin yongası
Kasa kasa hüzün göğün tetiklediği
Bir damla yaştan bile büyük esareti
Yine Tanrının bahşettiği.
Başım gözüm üstüne elden ne mi gelir?
Aşkla doğdum aşkla doydum,
Demenin de asaleti mi
Her pekişen hüzün?
Üstelik mahşer yeri bağdaş kurduğum
şiirlerim;
Zarfların yanıp tutuştuğu mektuplar
Kim ise kayıtlı iken adına
Oysaki adımlamak ne kelime?
Yana yakıla içtiğim bunca sureti
Ve içime çektiğim her sureyi
Konaklarken aşk yolunda…
Bir zafiyeti öldürüp
Bir ahkâmı yerip
Belki yerim yurdum çoktan kayıp,
Ah’ların dokunduğu her izlek:
Yoğum işte yoğum;
Varlık kadar derdi tasayı öğüten
Gölgemle haşır neşir
Beni ki acıların mezhebi…