Makale / Toplumsal Makaleler

Eklenme Tarihi : 31.01.2019
Okunma Sayısı : 1693
Yorum Sayısı : 9
MÜLAKAT  MAĞDURİYETİ  ÜZERİNE - HAKKI  SÖYLEMEKTEN  KAÇINAN  DİLSİZ ŞEYTANDIR- 

''Haksızlık  karşısında  susan  dilsiz  şeytan  gibidir ''

Yukarıdaki  sözün her  ne  kadar  Peygamberimiz  Hz.  Muhammed'e  atfedilen  bir  hadis  olduğu  söylense  de kaynaklarda  Peygamberimize  ait  olduğu  yani  bir  hadis  olduğu  yönünde  bilgi  yoktur.  Ama  yine  de  İslam  alimlerinin  pek çoğunun  yazdıkları  kitaplarda böyle  bir  söz  vardır :

''  “Hakkı söylemeyen / haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır.” ( Ebu  Ali  el  Dekkak )

“Batıl / yanlış şeyleri söyleyerek insanlara nasihat eden, konuşan şeytandır. Hakkı söylemekten sakınan ise dilsiz şeytandır.” ( İbn Kayyim  )

Kısaca  erdemli  insan  her  zaman  hakkın  ve haklının  yanında  olmalı,  gördüğü  bir  haksızlık  karşısında  susmamalıdır.

Nasıl  ki  bir  zamanlar  kat  sayı mağdurları  için  ''  Bu  bir  zulümdür,  bu  haksızlıktır ''  diye  bar bar  bağırdıysam  şimdi  de ''Mülakat  Mağdurları ''  için  aynı  şekilde  bar  bar  bağırıyorum :  ''Yapılan  bu  uygulama  haksızlıktır. Zulümdür. ''

Katsayı  mağduriyeti  neydi  artık  herkes  biliyor: Kısaca  izah  etmek  gerekirse  1998  yılından  itibaren  oldukça  uzun  bir  süre  başta  İmam  Hatip  Lisesi  mezunları  olmak  üzere  diğer  tüm  meslek  lisesi mezunu  olanlar  üniversiteye  giriş  sınavlarında  ne  kadar  yüksek  puan  alırlarsa  alsınlar  üniversiteye  giremiyorlar,  kendilerinden  çok  daha  düşük  puan  alan  düz  lise  ya  da  Anadolu Lisesi  öğrencileri  girebiliyorlardı.

Bu  haksız  ve  yanlış  uygulama  kaldırıldı,  mağduriyetler  sona  erdirildi  lakin  şimdi  de  bir  başka  mağduriyet  başladı:  Mülakat  mağduriyeti.

Bu  mağduriyet  maalesef  her  alanda  yaşanıyor. Her  kim ''  Yok  öyle  bir  şey ''  derse  yalanın  daniskasını  söylüyor. Var  öyle  bir  şey.  Özellikle  de  öğretmen  atamalarında  fazlasıyla  var.

Bir  delikanlı  veya  hanım  kızımız  üniversiteye  girene  kadar  canı  çıkmış  zaten.  Dişini  tırnağına  takmış,  çalışmış  çabalamış,  mezun  olmuş bir  eğitim  fakültesinden...  Öğretmen  olup  bu  ülkenin  çocuklarına,  gençlerine  ışık  olmanın  hayallerini  kuruyor  artık. Ancak  önünde  çok  önemli  bir  engel  daha  var:  KPSS

KPSS  diye  bir sınav  olmamalı  her  şeyden  önce.  Çünkü  bu  insanlar  okullarından  mezun  olarak  öğretmen  olmaya  hak  kazanmışlar  zaten.  Yani  öğretmenlik  için  yeterli  görmüyorsan  mezun  etme  değil  mi? 

Branşı ile  ilgili  bir  sürü  ders görmüş, ayrıca  psikoloji,  pedagoji  gibi  dersler  de  görüp  pedagojik  formasyonunu  da  tamamlamış...

Lakin  önemli  bir  dert  var :  81  ilin  tamamında  üniversite  olduğu  gibi  pek  çok  ilimizde  bir  sürü  özel  üniversiteler  de  var  ve  hepsi  de bir  sürü  mezun  veriyor  her  sene.  Devletin  öğretmen  ihtiyacı   diyelim  ki  10.000  ama  üniversitelerin  verdiği  öğretmen  adayı mezun  sayısı  50.000...  Bu  durumda  o  KPSS  kaçınılmaz  oluyor.  Yani  içlerinden  bazıları  öğretmen  olacak  ama  bazıları  olamayacak.

Zavallı  mezun  genç  harala  gürele,  adeta  bir  yarış  atı  gibi  bu  sefer  de  KPSS  sınavında  başarılı  olmak  için  çalışıyor. 

Çalışmasına  çalışıyor  ve  muhteşem  bir  puan da  alıyor  ama  yine  öğretmen  olamıyor. Önünde  bir  engel  daha  var:  Mülakata  girecek.

Neden  efendim?  Niçin  giriyor  bu  mülakata?

Şunun  için  giriyormuş:  


1- '' Bakalım  sen bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücüne  sahip  misin?'' ( Mülakaatta  bunun ve  diğer şıkların  karşılığı  25  Puan )
2-'' Bakalım  sen iletişim becerileri, özgüven ve ikna kaabiliyetine  sahip  misin? ''
3-'' Bakalım  sen bilimsel ve teknolojik gelişmelere açık mısın?''
4-Bakalım  sen topluluk önünde temsil yeteneği ve eğitimcilik niteliklerine  sahip  misin?''

1  dakika  bile  sürmeyen( Veya  en  fazla  beş  dakika  süren )  bir  mülakat  sonunda,  o  mülakata  giren  delikanlının  veya  genç  kızın tüm bu  özelliklere  sahip  olduğu  ya  da  olmadığı  anlaşılıyor (!)

Yani  efendim  dört  senelik  bir  eğitim  ve  aldığı koskoca  diplomayla  anlaşılamayan (!),  KPSS  sınavında  elde  ettiği  93,2 Puanla  da (  Bu  sonuç  Türkiye  altıncılığı  demektir  aynı  zamanda  ) anlaşılamayan (!)  şey  1  dakikalık( Veya  en  fazla beş  dakika )   mülakatla  pattadanak  anlaşılıyor (!)  

İşte  öyle  olunca  da  Sınıf  Öğretmeni  Adayı  Erkan Demir'in  dört  yıl  üniversitede  dirsek  çürütmesinin,  başarılı  bir  şekilde  okulundan  mezun  olmasının,  okulunda  -yukarıda  belirtilen  hususların  hepsini pedagoji  dersleri  içinde  zaten  görüp  aldığı-  diploma  ile  bu  konularda  yeterli  olduğunu  kanıtlamış  olmasının,  KPSS  sınavında  93,2  puan  alarak  Türkiye  altıncısı  olmasının  hiç  bir  kıymeti  harbiyesi  olmuyor.  Ve  için  acıklı  yanı  üzerinden seneler  geçtiği  halde  halen  katsayı  mağduriyetini  konuşanlar  bugün  aynısının  bir  benzeri  olan  mülakat  mağduriyeti  ile  gencecik  insanların  hayalleriyle,  ümitleriyle  zalimce  oynuyorlar.  

Bir  dakikalık  bir  mülakatla bir  insanın  mesela  bilimsel  ve  teknik  gelişmelere  açık  olup  olmadığını  anlayanlar(!) acaba kendileri  ne  kadar  bilimsel  ve  teknik  gelişmelere  açıklar  o da  işin  ayrı  bir  boyutu.

Ve  çok  merak  ettiğim  bir husus:  ''  “Gezi’de ne hissettin?, Ne yemek yapıyorsun?, İnsan kopyası iyi mi kötü mü?, Maç izler misin?, Terör örgütlerini sayınız, Yılbaşında kutlama yaptınız mı?” gibi  sorularla  bir  öğretmen  adayının  iletişim becerileri, öz güven ve ikna kabiliyetine  veyahut bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücüne  sahip olup  olmadığına  nasıl  karar  verilebilir? 

Milli  Eğitim  Bakanlığının  bu  mülakatı  kaldırmak  için  çalışma  başlattığı  yolunda  haberler  sevindirici  olmakla  beraber  ben  bu  ''  Çalışma  başlatıldı ''  şeklindeki  açıklamalara  da  oldum  olası  gıcığımdır.  Yahu  sırtında  taş  mı  taşıyacaksın?  Binlerce  dairelik  site  mi  inşa  edeceksin?  Dördüncü  bir  hava  limanı  mı  yaptıracaksın?  Alt  tarafı  ''  Kaldırılmıştır''  diyeceksin.  Ne  çalışması  bu.  '' Kaldırdım  bu  mülakatı ''  Diyebilmek  için  neyin  çalışması  yapılacak?  Adaletsiz  olduğu  ortada.  Yepyeni  mağduriyetler  doğurduğu  ortada.  Eee  bu  durumda  beklenen  ne? 

Son  olarak: 

Kur'an-ı  Kerim  ''  Hiç  bilenlerle  bilmeyenler  bir  olur  mu''  diyor.  Siz  bilerek  bir  sınavdan  93,2  Puan  almış  biri  yerine  ondan  daha  az  bilen  birini  öğretmen  olarak  sınıfa  sokarsanız  o  eğitim- öğretimden  çok  fazla  hayır  beklemeyin.  Adaletin  olmadığı  bir  yerde  hiç  bir  alanda yapılan  işten  hayır  beklemeyin. 

Soldaki resimde  de  görüldüğü  gibi  bu  mağduriyeti  yaşayan  sadece Erkan  Demir  değil.

Bir  an  için  kendinizi  onların  yerine  koyun.  Ya  da  evlatlarınızı... KPSS  den  93,2  veya  Ayşe  D  gibi  93,19  Puan  almış,  Türkiye  çapında  derece  yapmışınız.  Artık  öğretmen  olduğunuza  kesin  gözüyle  bakıyorsunuz  ama  beş  dakikalık  bir  mülakat  sonucunda  tüm  hayalleriniz  yıkılıyor.  Ne  hissederdiniz? 

( Mülakat Mağduriyeti Üzerine - Hakkı Söylemekten Kaçınan Dilsiz Şeytandır- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 31.01.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.