Ne hüzünlü günlerdi mazimizde kalan
Ne güzel günlerdi şimdilerde hayal olan
Sevdalar vardı uğrunda acılar yaşanan
Gidenlerimiz de vardı yarınlarımızı çalan
Şarkılarımız da vardı hüzünlü akşamlarda
Ruhumuzu sevgiyle sarıp sarmalayan
Aşk dolu, sevgi dolu o güzel nağmelerimiz
Bir bir hafızalardan silinip kaybolan
Gideceğin yerlere beni de götür sorana
Başımın belası dersin şarkısını
Emel Sayın ablamızdan içli içli dinlerken
Değil başımın, ömrümün belası olsun isterken
Nasıl da bakakalmıştım, o vicdansızın
Ardına bile bakmadan çekip giderken
Teselliyi aramıştım meyhane köşesinde
Başımın tacı kemancıyı dinlerken...
Her ne kadar keder de olsa gönlüme dolan
Zeki Müren'in kahır mektubunu dinlerken
Ne de güzel alıştırmıştım kendimi can
Bir tatlı tebessümün 
Bin vuslata bedel olduğuna
Zulmetle ayrılık bestesi yapan
Bizi düşünceye salan, ümidi çalan
O zalim gecelerin akşamlarında
Akşam oldu hüzünlendim ben yine
Hasret kaldım gözlerinin rengine
Şarkısını söylerken Hamiyet Yüceses
Bahane olur hüzünlenir dalardım  maziye
İki tek atardım unutturmak için kendime
Beni unutup da gidenlerimi, sessizce
Bu masalar boş kalmaz gidenin yeri dolar
Diyordu ya Adnan Şenses abimiz
Dolmuyor be abi gidenin yeri dolmuyor
Ömür bitti ulan ömür, bu yangın sönmüyor
Tebessümler ne kadar tatlı olursa olsun
Onsuz akşamlar hep hüzünle doluyor
Benzemez kimse sana tavrına kurban olayım
Diyordu o güzel şarkıda Müzeyyen Senar
Benzemiyor be ablam vallahi benzemiyor
Şu alemde hiç kimse ona benzemiyor
Ne de haklıymış meğer Abdullah Yüce
Bu ne sevgi ah bu ne ızdırap 
Zavallı gönlüm ne kadar harap
Şarkısını o güzel sesiyle söylerken
Nasıl bir ateştir bu nasıl bir azap
Ne ruh bıraktı bende ne beden
Dinmiyor bu sızı dinmeyecek ya rab
O yolları gözlenen, o özlenen dönmeden
Hep büyümeyen bir çocuk olmak isterken
Ne yangınlarda kavruldu bu ömrüm
Ne acılarda yoğruldu bu garip gönlüm
Zalimsin diyemiyorum sana be hayat
Dost bildik insanlarla doluyken her yanım
Ah be kalbim ah
Aklıma sormdan ne merhamet edersin
Her insanım deyipte ömrüme girene
Hoş bu ya sanki aklım da çok hakimdi
Yorgun ruhumu taşıyan şu aciz bedene
Sen yine de boşver boşver be Ergülüm
Takma kafanı ömrüne ne girene ne gidene
Bırak o günler mazide kalsın hüzünleriyle
Mazide kalsın o güzel nağmeler bir hoş sada ile
Sen bak karanlığın ardında sana yaklaşan
O aydınlanmış huzur dolu güzel günlere
Dinlerken Bülent Ersoy'dan 
Münir Nurettin Selçuk'un o güzel şarkısını
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç

❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤

O güzel güfteleriyle, o güzel besteleriyle ve doyumsuz güzellikteki o sesleriyle ömrümüze güzellikler katan bütün o güzel insanlara yürek dolusu sevgi ve saygıyla....

❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤❤
( Mazide Kalan Güzellikler başlıklı yazı Ergül Güzel tarafından 9.02.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.