MASALLARIN AZİZLİĞİ

     Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur keman içinde, develer top oynarken artık saman içinde, masalla büyüyenler şimdi duman içinde.Telaşeye gerek yok arkadaşlar ben masal anlatmayacağım.Essabır, essukut.
   Kısa süre önce başımdan iki olay geçti. Çocukla sokağa çıktığımızda köpeğin biri koşup kediyi dur sus deyinceye kadar boğdu.Çocuğun bana söyledikleri şaşırtıcı idi.
-Baba görüyor musun köpek kediye masaj yapıyor.
Herhalde bir yerden duymuştur diyerek söylemlerine müdehale etmedim.İki gün sonra balkonda otururken elektrik kablosuna kuş kondu.Çocuk yine aynı heyacanla kuşa bakıp şunları söyledi.
-Babaaaa! bu kuşun bavılı yok.
Bende Dede Korkut edasıyla çocuğa cevap vermeye çalıştım.
-Bak yavrum, çocuğum, evladım kuşların bavılı olmaz.Kuşlar özgür yaşar.Tüm varlıkları sahip oldukları vücutları ve elbiseleri de tüyleridir.
-Ama ben masalda okudum.Aney serçe ile yavri serçe tatile gideceklerdi.Yavri serçe bavılına gereksiz elbiseleri doldurdu.Tatil köyüne gelince aney serçe bu duruma çok stres oldu.
Zamanın acımasız akışı içinde masallar denince hepimizin bir yerleri sızlar.Çünkü çocukluğumuzda uyutmak, uyutulmak için belki bunlara ihtiyacımız vardı.Ama hayat masallar gibi adil ve merhametli değil.Bizim çocukluğumuzda da güzel masallar ve hikayeler vardı.Ali Baba "Açıl susam açıl" deyince bütün kapılar açılırdı.Günümüzde ise ali babalar varoşlarda yaşam mücadelesi veriyor.Gel gelelim kırk haramilere bütün kapılar fotoselli olarak açılıyor.Bir de "Keloğlan" vardı.Mübarek kalasıca nerede bir padişah ve ağa kızı görse dayanamaz bodoslama atlardı.Bizde padişah ve ağa kızlarının camları daha bakılasıca zannerderdik.Halbuki hepsi aynıymış.Aklımız başımıza gelip hayatı irdelemeye başlayınca bir de gördük ki milyonlarca keloğlan padişah ve ağaların kucağında çırpınıyor.Hepside çaresiz ve hepside melul mahsun.Kimi keloğlanlar kızlarını ağalara sekreter olarak vermiş, kimi keloğlanlar ise eşlerini padişahlara çaycı ve temizlikçi olarak vermiş.Al sana masal."Kırmızı başlıklı kız" bizim bu günkü randevu evlerimizi görseydi emin olun kurda razı gelirdi.En azından kurt onu parayla satmazdı başkalarına.Hayatın kendi çapında kendi gerçekleri var.Ey kendini pamuk prenses zannedenler, hiç bir zaman yedi cüceniz olmayacak.Efenim çocuklara masal yazmanın neresi kötü? Elbette kötü değil, yalnız yazılanlar hayatın gerçekleriyle örtüşsün.Bir insan hakikatı anlayıncaya kadar kırk senesi boşa geçiyor.Masal ve hikaye yazacaksanız toplumdan kesitleri ele alınız.Mesela sınavlarda kazananlar nasıl önceden belli olur.Mesela doktor ve mühendis çocuklarına bedava burs verilip gariban çocuklarına verilmez.Masallarda bu işler hep ters çalışır.Mesela toz biber satan hacı biberin içine neden kiremit tozu karıştırır.Hangi ruh hali buna bunu yaptırır.Pazar tezgahlarının arkasına neden çürükler doldurulur.Bunların masal ve hikayelerini yazınız.
       Hayal aleminde gezdiğimiz ve ayağımızın yere basmadığı müddetçe bu masallarla ancak içi boş bir toplum inşa edebiliriz.Öyle bir toplum meydana gelir ki akıllara zarar.Kendi ürettiği çayı Kuzey Kıbrıs dokuz liraya Rizeli otuz liraya içer.Kendi ürettiği rakıyı Almanlar otuz beş liraya Tekirdağlı ise yüz kırk liraya içer.Kendi ürettiğimiz portakalı Ruslar bir liraya alır Antalyalı dört liraya yer.Sonunda bir bakarız sofradaki ekmeğin yarısı ve zeytinimizin % 75.i birilerin cebine gitmiş.Artık kendi masalımızı kendimiz yazalım, var mısınız?

( Masalların Azizliği başlıklı yazı çiftci baba tarafından 18.02.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.