Ben yanarım bu şehirde
Küllerimden doğarım ama yanarım
Bıkmışım, usanmışım, ölmüşüm...
Ben daha ne yaşayayım?
Hayatın her kademesinde dibi boyladım...
Kalktım etrafıma baktım.
Bir tek ben bile kalmamışım.
İnsanlar değişmiş, ölüler uyanmış...
Uyanık olanlar ölmüş ve sen...
bu şehirden gittin gideli doğmuyor Güneş.
Seni anlatıyor kaldırma her bir yağmur tanesi
Kulaklarıma seni anlatır bir deniz kıyısında
Ölüme yaklaşan bu yaşımda;
Ben daha önce niye ölmedim, diye sorarım bana
Yorulmuştur can verdiğin kahramanın.
Maskesi yılların eziciliği ile boyanmış
Hep ayrı bir renk ve Gökkuşağı
Sende doğar Ay'ın sönmüş ışıkları
Şehridir ki loştur, tenhadır
Gece olunca gözler yoldadır
En çok ben beklerim seni
Şimdi gelir, şimdi çalar da... bekler.
Oysa şehir seni yutar hatıralarında
Ölmek istedikçe yaşatır zaman, yaşatır dünya
Bu şehir elinden çıkmıştır oysa
Sana asidir sana isyankar
İçimdeki mum her gün gelmen için yanar
Sırf sen yolunu kaybetme diye
Yad eller ile beni birleme
Bu şehirde bilirim kavuşmak olmaz
Yıkılır enkazım da kulakların duymaz.
( Şehir Hikayesi başlıklı yazı Efrahim tarafından 3.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.