"HUDUT NAMUSTUR" (MU?) (Suriye Meselesi-2)

Türkiye-Suriye sınırı yaklaşık 911 km. Önemli bir kısmı mayınlı. Ancak yıllar içinde kaçakçılık faaliyetleri dolayısıyla gerek mayınlı arazilerden gerek dağlık arazilerden geçiş yolları oluşmuş. Bu nedenle sınır illerinde yıllar içinde mayından ölen ve sakat kalan çok kişi var. Yetkililer bu durumu şöyle izah ediyor: "Kaçakçılık bu bölgenin bir gerçeği. İnsanların ekmek kapısı ve bu yüzden sınırın kapanması mümkün değil."

Suriye'de iç savaş başlayınca Türkiye bu duruma kayıtsız kalmadı. Savaştan kaçan "kardeşlerine" açık kapı politikası uyguladı. Bunu da siyasetçiler hemen her yerde "kapımız kardeşlerimize açıktır" diyerek ifade etti. Bunun sonucu olarak ülkemize gelen Suriyelilerin sayısı bugün itibariyle yaklaşık 4 milyon. 100 binden fazla insan da Türkiye'ye geçmek için sınırda bekliyor. Oysa onlar da savaştan kaçıyor. Ancak bir süredir geçişler durdurulmuş durumda. Hatta sınır boyuna duvar bile inşa ediliyor.

Türkiye iç savaşın başlarında şöyle bir öngörüde bulunuyor: "Ülkemize en fazla 100 bin sığınmacı gelir. Savaş da 3 ay sürer ve sonrasında bu sığınmacılar da ülkelerine dönerler."

Aslında bütün hikaye burada gizli. Hatırlayın, 3 ay içinde Şam'da Emevi camiinde cuma namazı kılıyordu birileri. İç savaşın 6 yıldır bitmediğini, daha ne kadar süreceğini, ülkemize sığınan Suriyelilerin yaklaşık 4 milyon olduğunu, yetkililerin ifadesine göre yüzde 80'inin dönmeyeceğini ve vatandaşlık konularını düşünürsek iç savaşla ilgili standart sapmayı varın siz hesaplayın artık. Ayrıca ülkemizde bulunan Suriyelilerin, canlı bomba olmak dahil, zaman içinde başka ne tür suçlara karışabileceklerinin hesabını da yapın. Sosyo-ekonomik boyutu ise şimdilik kimsenin umurunda değil.

Kaçakçılık gerçeği bölge halkına, açık kapı politikası da iç savaştan kaçan Suriyelilere yararlı (ve "gerekli") olsa da ülke güvenliği açısından son derece riskli olduğunu ayrıca söylemeye gerek yok. Çünkü hudut namustur ve öyle her gelenin elini-kolunu sallayarak geçebileceği bir yer değildir. Bir ülkenin güvenliği huduttan başlar.

Türkiye-Suriye sınır hattı boyunca belki de yüzlerce noktadan sorgu-sual olmadan geçişler oldu. Aylarca kaç kişinin ve nerelerden geçtiğini kimse bilemedi. Sadece tahmin edilmeye çalışıldı. En fazla geçişlerin yaşandığı il Kilis oldu. Tahmini rakam 1 milyon. Doğru, insanlar savaştan kaçıyordu ama 911 km.lik sınırımızın yolgeçen hanı olmasının ülkemiz için risklerini de düşünmeliydik.

Şu durumda ülkemizin Suriye kaynaklı terörün hedefi olması tesadüf değil. Çünkü, bugün Suriye'de Işid, Pyd, Nusra gibi terör örgütleri sınırımızı pro-aktif bir şekilde kullandı ve kullanıyor. Hem eleman hem lojistik temininde sözkonusu terör örgütleri için Türkiye en önemli merkez. En kötüsü de bir süredir terör saldırıları için en büyük hedef.

Savaştan kaçan insanlar yaşasın diye kapıyı ardına kadar açarak geleni-gideni kontrol etmeyip aynı kapıdan geçen teröristin getirdiği bombayla yüzlerce vatandaşını kurban vermek de acı bir ironidir. Bir de Kilis'e Suriye/Işid tarafından atıldığı iddia edilen roketler var ki, ayrı bir yazı konusu o.

Bu duruma 3-5 günde gelinmedi elbet. Aslında herşey gözümüzün önünde gerçekleşti. Fakat biz savaşın  mazlum bir halkın masum bir başkaldırısı olduğuna ve 3 ay içinde biteceğine öyle inanmıştık ki meselenin arkaplanını göremedik. Şimdi ise hem o arkaplan gerçeğiyle hem "stratejik derinlik"li basiretsizliğimizle hem de Ortadoğu'daki "kurtlar sofrası" acı gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Görünen o ki, daha yıllarca yüzleşeceğiz.

Belki de bütün bu olanlar şu BOP denilen şeyin bir parçası ve biz de eşbaşkanı olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Kim bilir!

Not: 2016 yılında yazıldı
( Hudut Namustur... --suriye Meselesi 2- başlıklı yazı Recep K. tarafından 6.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.