Kesinlikle kurgu değil aynıyla vaki bir anıdır.

Not: Konuşmalar daha çok Fethiye şivesidir. Manavgatlıların konuşması daha farklıdır lakin o şiveyi yazıya dökmek biraz daha zor olduğu için çok daha kolayıma gelen Fethiye şivesini kullandım. Her ne kadar sürç-ü lisan eylemişsem affola. 

******************************************

Yıllar önceydi. Antalya’nın Manavgat İlçesinde İmam- Hatip Lisesinde Tarih Öğretmeni olarak görev yapıyorum. Okul imam-hatip Lisesi olunca haliyle müeezzinden müftüye din görevlileri ile fazlasıyla haşır neşiriz ve de ne zaman nerede bir mevlid programı ya da benzeri program olsa davet ediliyoruz.

O gün de yanlış hatırlamıyorsam aynen bu gün olduğu gibi Regaip Kandiliydi. Akşam camiler elbette ki dolup taşacaktı ama bazı hali vakti yerinde aileler gündüz de şöyle bolca keçi kavurmalı, tereyağlı pilavlı ve dahi buz gibi yayık ayranlı sofralar kurduruyorlar, ardından hemen mevlid programına geçiliyordu.

Manavgat malum oldukça sıcak bir yer. Kandil tam yazın ortalarına denk gelmiş...

O sıcakta önce etli pilav ve ayrana yumulduk doğal olarak. Pardon, o sıcakta normalde öyle bir yumulma olamazdı, olmamalıydı ama biz yumulduk. Müteakiben çay içtik. Mideler iyice gebeşlendikten sonra imamlar, müezzinler ve dahi bizim talebeler başladı mevlid programına.

Görev taksimatı iyi yapılmış. İmamlar Kur’an, müezzinler mevlid, bizim talebeler de arada ilahi okuyorlar. 

Müthiş bir kalabalık var. İki katlı evin tüm odalarını kadınlar doldurmuş. Biz baHçedeyiz. Hoparlörler sonuna kadar açılmış vaziyette. Öyle ki sesimiz kesinlikle batıda Serik, doğuda Alanya’da duyuluyordur. Ancak bu kadar volümü yüksek bir sese rağmen ev kısmındaki kadınların konuşma sesleri bizim hocaların seslerini bastırıyor.

Kadınlar Kur’an okunurken susuyorlar lakin mevlid başlar başlamaz konuşmalar başlıyor. İlahiler okunurken de konuşuyorlar. 

Müeezzin efendi Mevlidden okuyor.

Cümle-âlem yoğ iken ol var idi
Yaradılmışdan ganî cebbâr idi

-Gız Hatça!
-Ne va gııı.
- Dümdüllerin Aaaşa Adanalı Cabbar’a gaçmış deyolar dooru mu?
-Aaaşa değil, güççük gızları Zeynep gaçmış.

Kudretin izhâr edüp hem ol celîl
Birliğine bunları kıldı delîl

-Keziban yenge ! Irazca’nın oğlanı Celil hapse mi atıldı?
-Yok gııı. İftira atmışlar oğlana. Hakim delil yetersizliğinden salıvermiş garibi.
-O da hırlı bir bok değil emme.
-Sus gı, gur’an oguneyo. Gur’an ogunurken gonuşulmaz.
-Gur’an değil ki mevlüd oguneyo.
-He doğru deyon. Gonuş o zaman.

Her kim ki diler bu duada buluna
Fâtiha ihsân ede ben kûluna

-Gı ellerini galdırsana
-Niye ki nenem?
-Fatiha oguyeceeez. Duymadın mı hoca ’ El fatiha ’ Dedi.
-Ah Satı nenem ah. Bir de gulaklarım duymeyo dersin. Valla benden iyi duyuyon. 

Bazıları derler ki ol üç dilberin
Asiye´ydi biri ol meh-peykerin

-Hatmana gııı. Huuuu. Bagıve hele.
-Ne va gııı?
-Asiye’yi Sami hoca’ya yapverecediniz n’ooldu o iş?
-Gı, o herif evlenmez. Valla da evlenmez billa da evlenmez.
-Niye ki gı?
-Anam, herif her gün bir davette. Nerde beleş orda yerleş. Esvabını gonşular yıkeyo, evini gonşula temizleyo, herif garıyı n’aapsın.
-Dooru deyon valla. Herif padişah sanki. Bir eli yağda, bir eli balda deyyusun. Buna neden bu gada meraglı bu millet anlamadım hiç. 
-Gız suss suss. Herif İmam- Hatıp hocası. Çarpılırsın valla. 

Evet efendim. Aslında bu konuşmalar en az bir saat sürdü ama tamamını yazıp da okuyucuyu bunaltmayalım. Anlayacağınız kadınlar mevlit ve ilahiler okunurken her konuda kendi aralarında konuşuyorlar. Tabii ki din görevlileri rahatsız bu durumdan. Hani bazen büyükler namaz kılarken küçük çocuklar yaramazlık yapar da büyükler içlerinden sure okurken birden seslerini yükseltirler ya işte aynen öyle bizim müezzinler, hatta talebeler zaman zaman seslerini yükseltip kadınlara ’ Ya bi susun Allah rızası için.’ Mesajları gönderseler de kadınlar tarafı asla tınmıyordu. 

Derken Kur’an tilaveti, mevlid kısmı, ilahiler bitti. Dua faslına geçtik. 

Eyvah ki eyvah. Duayı Manavgat’ın en asabi hocası Mustafa Hoca yapacak. Hani şu kendisine ’ Milli piyangodan çıkan parayla cami yaptırsam cennete girer miyim?’ Diye soran vatandaşa o meşhur kol hareketini yapıp ’ Naahhh gidersin ’ Diye cevap veren Mustafa Hoca. 

Mustafa Hoca Başladı duaya. ( Arapaça kısımları atlayıp direkt Türkçe kısma geçiyorum )

Allah’ım ! Bu mübarek kandil gününde cümle mü’minlerin günahlarını bağışla.

Erkek ve kadınlar hep beraber aynı anda

-Amiiiiinnnnn. 

Aminin ardından kadınlar tarafında konuşma aynen devam. 

-Gı Zeynep ! Döndü, döndü mü?
-Döndü döndü. Dönmeyip n’apcek? İki tane sıpası va.
-Mıstvali çok yalvarmış. Bi daha senin üzerine gül goklemecem diye yemin etmiş
-Gül goglamaz emme karanfil goklar o donuz. 
-Haa haa haaa. Dooru deyon.

Mustafa hoca bir taraftan ’Ya sabır.’ Çekiyor, öte taraftan duaya devam.

-Ey yeri göğü, gördüğümüz görmediğimiz bütün mevcudatı sadece ol emriyle yaratan Mevlam !  Bizleri hep doğrularla karşılaştır. Doğru yoldan ayırma

Yine erkek ve kadınlar hep bir ağızdan 

-Aminnnnn

Ve kadınlar kısmı yine sohbete devam tabii ki

- Gız Feride ! Öyle durma geride. Yanaş eccik. Senin düğün ne zaman?
-O iş yattı Hacer Aba. Ben kariyer yapmak isteyom, Durmuş Alı dutturdu evlenip çocuk yapalım.
-Of be Feride ! Anan kimi hamarat olamadın bi türlü. Hem kariyer yap hem çocuk doğur. Biz her gün bir sürü işi aynı anda yapmeyo muyuz?


Mustafa Hocanın yüzüne bakıyorum. Sigortalar atmak üzere. 

- Ey Yücelerden yüce Allah’ım ! Sen hastalarımıza şifa, dertlilierimize deva, borçlularımıza eda ihsan eyle.

Hep beraber:

-Aaaamiiinnnn.

- Halime gadın ! Mevlüt ne oldu?
-Len uyuyon mu goca garı? Mevlüt bitti ya. Hoca dua ediyo ya. Duymeyon mu?
-Ha ha haaa. O mevlüt değil. Gabakçıların Mevlüt deyon. 
-Gebersin gavat. 

Mustafa Hoca artık kayışı kopardı.

-Ey Allah’ım ! Sen şu kadın milletinin çenesini kurut Ya Rabbim.

Erkekler kısmı sanki o anda bahçeye bir bomba atılmış gibi sustu. Gözler kadınlar kısmına yani iki katlı eve çevrilmişti. Bekleyiş bir saniye bile sürmedi. Hep bir ağızdan 

-Amiiiinnnnn.

Mustafa Hoca da dahil biz erkekler gülme krizlerine girerken kadınlardan en yaşlı olanı kafasını pencereden uzatıp sordu:

-Len herifler ne güleyosunuz? Dua ogunurken gülünür mü? Ananızdan bubanızdan böyle mi terbiye aldınız? Pek çoğunuz bir de imam-hatıp hocası oleceksiniz. Tuuu sizin sufatınıza. 

Biz onlardan geri kalacak değildik ya. Topluca bağırdık

-Aaaaamiiiinnnn. 

İşte o gün anlamıştım: Bizler anlayabildiğimiz şeyleri dinlemiyor, anlamadığımız şeyleri dinliyorduk. Hiç birimiz Kur’anın okunan ayetlerinin manasını, mesajını, bize ne anlattığını bilmiyorduk ama o okunurken susuyorduk; buna karşılık mevlüt ve ilahiler Türkçe olduğu için bizim rahatlıkla anlayabileceğimiz şeylerdi ama dinlemiyorduk. 

Evet, bu izahı pek mümkün olmayan bir durumdu ama maalesef böyleydi. 

O gün böyleydi, bugün de böyle maalesef. 

******************************************

REGAİP KANDİLİNİN BAŞTA MİLLETİMİZ OLMAK ÜZERE TÜM MÜSLÜMANLARA SAĞLIK, BAŞARI VE HUZUR GETİRMESİNİ YÜCE MEVLAMDAN DİLİYORUM. 

RABBİM İNANANLARA MÜBAREK RECEP AYINA KAVUŞMAYI NASİP EYLEDİĞİ GİBİ ŞABAN VE RAMAZAN AYINA KAVUŞMAYI DA NASİP EYLESİN. 

AMİN.

( Amin başlıklı yazı Sami Biber tarafından 8.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.