Mesele birisinin kazanması mı yoksa kazananın çevresinde aç aç bakan kurt sürüsü mü? Mesele vatan millet Sakarya mı yoksa seçilmişin yanına gelip yağcılığı ile kolay geçim yolu kazanma meselesi mi? Eğer haksızlıksa çıktığı yol, eğer sömürmekse azığına kol, eğer vicdanı olmuşsa çöl, Allah görmüyor mu? Hadi diyeceksen görmüyor, sen hangi bataklıktasın biliyor musun? Burnuna değdiğinde kokusu, iş işten geçecek ve kıvrana kıvrana öleceksin demektir.

 

Bugün mesele, seçilmişte değil… Seçilenin omuzuna çökmüş, ben en iyi idareciyim, iş adamıyım, en dürüstüm diyen dalkavuklarda! Eline fırsatı vermeden önce, seçilmiş binlerce kez düşünmeli bu kişi kimdir, ne yapar, kime tapar, kul hakkına mı sapar… Üstelik o dalkavukların yağcılığı o kadar etkileyicidir ki, ağzından bal damlar sanki ben neymişim dedirtir seçileni, yoldan  çıkartırlar iki dakika da… Kimin yaptığı haksızlığa sebep oluyorsanız, onun amelinden size de pay olacak, onun amelinden sorgulanacaksınız yaradan tarafından. Kime makam vermişseniz inceden inceye düşünün bu yüzden, sizi öven oluyorsa ona deyin ki, övgü ancak Allah’adır, kuluna değil…

 

Seçim zamanı şimdi… Seçilenin etrafında onun yardımına koşanlar, kampanyasına yardım edenler… Acaba Allah rızası için mi ya da memleket menfaati için mi bunu yapıyorlar? Yoksa kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali mi sabır ediyorlar… Yardımına koştuğu seçildiği zaman acaba bana da ihale ver mi diyecekler, acaba bana ucuz yollu tarla mı tahsis et diyecekler, acaba bana çok maaş alacağım makam mı ver diyecekler, acaba nerdeyse yılın tamamını yurt dışında gezerek harcırah mı isteyecekler… Acaba? Kimin kazandığı elbette önemli ama etrafındakileri doyurması ve hak sınavını kazanması daha da zor olanı!

 

Seçmek… Oy kullanmak! Acaba diyorum oy vermesem mi? Bu seferde daha da çok yiyen biri seçilirse diyorum. Az yiyen çok yiyen mi benim derdim ki… Yemiyorlar mı sonuçta! Yemeyenin malını yerler işte, afiyet olsun. Sen Allah’tan korkarken, yemezken… Birileri yiyor, engelde olamıyorsun işte. Ben oy vermesem yığınla oy verecek birileri de var. Ben ahlaklı olsam, ahlaksız milyonlarcası var… En güzelini anlatsak, Kur’an böyle diyor desek, ölüm var, ahiret var desek… Tınlayan yok! Anlatmayayım mı peki? Yoksa dağlarda mı yaşayayım… Yoksa Yunus peygamber gibi mi kaçayım?

 

Yine seçim geldi. Kafamda örümcek ağı. Dağlara gidesim var ama bu sefer kaf dağı olmalı! Tıkandım ya! Oysa bir adım atmadım daha, yürümüyorum aksine yazıyorum. Ne zormuş şu oy verme işi… Hala kararsızım oy versem mi, vermesem mi? Beni kimse görmese Allah görüyor. Kim zalimse ona oy vermemeliyim. Fakat bunu nasıl ayıklayacağım ki… İçinden çıkamıyorum… Verilen oy ile hak elde edenler refah içinde yaşarken, zavallı seçmense kıvrım kıvrım kıvranıyor da… Seçtiğine köpek gibi bakıyor, acaba hangi yediğini ve üzerinde et kalmış kemiğini bana atacak mı diye, minnetle… Ne yapmalı ki… Seçmenlere Allah sabır versin diyorum son kelam. Zor bu iş, zor…

 

Saffet Kuramaz

( Seçmenin İşi Seçilmekten Daha Zor başlıklı yazı safdeha tarafından 27.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.