gün boğulmuştu karanlığın ellerinde
nutku tutulan hazin bir günde
içimi derinden kanatıyor,bıçak sırtı duygular
aklımdayken mor sardunyalar
dağılır mı acep ufuktaki kurşuni bulutlar
hüzün kokan gecenin ışığı sönük
sessiz bakan fersiz gözlerim
gaz lambasının titrek cılız ışığı gibi
betonarme yüreğim buz gibi soğuk
gönlüm virane,ben yine deli divane
ömrümün hazan dönemecinde
kaşlarım çatık,suratım asık
güler yüzlü maskem hepten kayıp
hiç kimseyi bu kadar sevme diye
tutamadım sözümü bir gün bile
şimdi ise ağzım kilitli,dil yutuk
hükmü olmayan bir zamanda
akrebi kovalarken yelkovan
kopuyor kızılca kıyametim
hızlandırılmış bir film sahnesi gibi
gelip geçiyor yaşadıklarım,yaşayamadıklarım
hazana dair hüzün olsa da bitkin yüreğimde
pamuk ipliğine bağlı umutlar filizlenir
kör karanlıkta ışıldayan gözlerimde
bundan sonra ahvalim nice olur bilmesem de
sonsuz sevginle,hayat bulurum ben mahşerimde