Mavi bir ırmak dilleniyor:
Fotokopi hayatların kayıt dışı
sersemliğinde
Lav edilmiş umutlara sunulası taziye:
Kâh ömrün çıtası
Kırık bir niyazın dilinde örtülü
Kalmışlığın nüansı, sevi dilinde
Bir aykırılık başı bağlanmış cürüm
Menfi gölgenin hışmına uğrayıp
Hıncını aldığı ölümlü iksir.
Şah damarımdan yakın bir kelamda
Bir olduğum atlas yorgan
İlahi Gücün mahiyetine sığınılası o güzergâh
Kem gözlerden alıp da nasibimi
Övünç misali her acı gibi
Şehrin doğasında saklı sırlar
Sure tadında huzurun gölgesine
sığındığım
En dik acılı üçgen:
Ben, sen ve özlem.
Tabusu şehrin; kıyamete dönük yüzünde
Şer yüklü gizemin de tetiklediği
hasreti
Boca ettiğim bir manivela
Aşkın kıyama durduğu
Elem’in gözünde koyu bir çehre:
Ne insana dair ne de insandan uzak
Hayatın kopan feryadı
Huyuna suyuna âşık bir imge
Ördüğüm şiirde varsa yoksa
yalnızlığın tapusu
Gölgelerin gücünde mi saklı kayıp
tınısı hidayetin?
Bir göğe dokunduğum bir de aşkın
Rahmetine sokulduğum iksiri hazanın
Mevsim özürlü bir bakışta
Sunmuşken yüreğin fermanını.
Kayıtlardan aşırdığım
Ölümüne sevip içimdeki çocuğa
darıldığım.
Ne ar benzeri ne de arşı alaya çıkan
Yüreğin neferi
Nasıl ki sönmez feri
Taşkın yüreğin.
Mavi bir sancağın tabutunu taşıyorum
şimdi de:
Yollarda kalmışlığın hezeyanı her
mavi bulut.
Küstüğüm umut belki de haznesinde
Saklı tuttuğu ben’i sunmazken bana
Unutmayı diliyorum.
Kör hecelerde köhne lahit denen
Bilinmezliğin gölgesine sığındığım
Avuç içi acılarım sığmazken yüreğime.
Kuytulardan arakladığım her satır
başı:
Karaborsaya düşmüş imlerin de dirlik
heyecanı:
Kapıp koyuverdiğim
Belki de ölümün gücüne direndiğim
Şaibeli bir yenilgi benimki
Ayyuka çıkmış ne çok cinayet:
Katilin eşkâlini saklı tuttuğum
manivela
Göğün hâkimi her sanrı kulaklarımda
Saklı tuttuğum tüm yalanları
sahiplerine sunarken
Delil niyetine içmediğim şiirlerin
dilinde bir de
Kâbusların kehanetine vakıf
aymazlığın da doğası
Saklı iken çeperimde.
Ne bir iddia ne de inkâr;
Varlığın sarmalına eşlik eden tütün
sarısı bir türkü
Yetilerin kaynadığı insanüstü bir
çaba
Tüten günün göz kırptığı ufku
Taşırken ellerimde
Kayıp da düşmemek adına hani:
Hamisi olsam korkuların kime ne?
Bir başak ve bir beyit;
Bir sancak bir de dehliz
Belki koyu bir mavi tutsağı olduğum
miladın
Devindiği dalgalar
Şiir niyetine tarafınca savrulduğum
Aşkın yetim ellerinde.
Tapınağım kadar yalnızlığıma
Sus pus gözlerle bakarken
Acı niyetine bir içimlik şarkılarda
Hüzün balyaları eşlik eder
dizelerime.