Biz bu yola çıkarken toplanmıştı bulutlar Daha ilk adımlarda kaybolmuştu umutlar Önümüz kar, fırtına, peşimizde aç kurtlar Üstümüze çığ düştü, daha nereye kadar
Sineme gam yükünü ilmek, ilmek ekledim Kimi gün düştü beden, kimi gün itekledim Açmadım gözlerimi o sabahı bekledim Yüreğimde dem pişti, daha nereye kadar
Deli kana olgunluk tohumu ekilmeden Ayaklarım üstünde doğrulup dikilmeden Sonbahar yağmurunun suları çekilmeden Yol menzile erişti, daha nereye kadar
Gündüzleri el alır, geceler bana düşer Umutlar tükendikçe kollarım yana düşer Elim açıkken göğe, dilim isyana düşer Sözüm özle çelişti, daha nereye kadar
Ha bu gün, yarın derken hep kendimi avuttum Huzur denen yitiğin eşkalini unuttum O kadar sevmiştim ki kem sözlerini yuttum Sabırla gönül şişti, daha nereye kadar
Boşa geçiyor zaman akılsız olunca baş Gençlik nerede bitti elliye dayandı yaş Mutluluğun peşinden koşarken usul, yavaş Hüsran yine yetişti, daha nereye kadar
( Daha Nereye Kadar başlıklı yazı Alibaba tarafından 11.04.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.