RADYO 92 YAŞINDA

Henüz 10-11yaşlarımdayım, annem hasta...
Kalabalık bir aileyiz ve evin büyük kızı olarak işler bana kalmış.
Canım annem tarif ediyor; ben yemek yapıyorum, bulaşık, çamaşır yıkıyorum.
Bunları okuldan arta kalan zamanlarda yapıyorum tabi.
En zor gelen işlerse, koca koca tencereleri yıkamak ve çamaşır sıkmaktı bana göre.
Düşünün bir; daha tezgaha bile doğru dürüst boyum yetişmezken, ayaklarımın altına minik iskemleyi koyup öyle yıkıyordum bardak, tabakları.
Hiç unutamam, bir gün  öğlen tatili için okuldan geldiğimde mutfakta tezgahın üstündeki bulaşıkları yıkamamı söyledi annem.
Ben de o zamanlar çok çok değerli olan Grundig marka çantalı radyoyu alıp açtım ve tezgahın yan tarafına koyup, bulaşık yıkamaya başladım.
O zamanlar başka eğlencemiz yoktu, hatta bizimki gibi marka radyoyu almak epey para gerektirdiği için herkes alamıyordu.
Hoş biz de zengin değildik ama rahmetli Babacığımın en büyük tutkusuydu ajans (haber) dinlemek.
Ha bir de Muazzez Turing' in (THM sanatçısı) söylediği türküler onu çok mutlu ediyordu.
En büyük tencereyi çıkarıp, lavabonun içine zorla yerleştirdikten sonra nerdeyse ağzına kadar su doldurup, deterjanı içine boşalttım.
O sırada en sevdiğim şarkı çalmaya başladı "Sana gönül verdim diye-Berkant" 
Sesi biraz daha açmak için eğilirken kolum, lavabonun içideki sallanan tencereye takılınca, olanca su yan taraftaki radyonun üstüne boşalmaz mı!
O anda radyodan "cluukkk" diye bir ses çıktı ve sustu.
O sesle birlikte kahkahalarla gülmeye başladım.
Kardeşim geldi yanıma "Ne oluyor abla?" diye sordu.
Ben gülmekten cevap veremiyordum.
Düğmeyi açıp kapattım, aynı ses çıktı"cluuukkk".
Kardeşim de gülmeye başladı. Biz iki çocuk düğmeyi açıp kapattıkça inanılmaz mutlu oluyor, patlayana kadar gülüyorduk.
Saat 1'e geliyordu.
Cumhur' la birbirimize baktık.
Çünkü öğle ajansına çok az zaman kalmıştı ve neredeyse Babamız gelecekti.
Aceleyle, içinden sular akan radyoyu alıp iyice kuruladıktan sonra yerine kbıraktık ve sessizce beklemeye koyulduk.
Veee... Babam geldi.
Biz patlamaya hazır bomba gibi pusuda bekliyorduk.
Hemen radyoya uzandı düğmeyi açtı "cluuukk"...
Kardeşimle beraber bir kahkaha attık ve arkamıza bakmadan sokağın başına  kadar koştuk.
Kendimizi tutamıyorduk, uzun süre güldük. Karnımız ağırdı, gözlerimizden yaşlar geldi...

Sonra ne mi oldu?
E mecburen eve döndük tabi ama bahçedeki hortum parçasıyla epey canımız yandı.
Radyo mu?
Kuruyunca yeniden çalıştı.

Saygılarımla
Sebahat Karagöz
06 Mayıs 2019
( Radyo 92 Yaşında başlıklı yazı S.Karagöz tarafından 6.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.