Ey sevgili

Beni, ondan bundan sorma!

Soracaksan, sana sevdalı gözlerimin içine baka baka 

Bana sor!

Sesini duymayalı, efsunlu aşk sürmeli gözlerini, temaşa etmeyeli,

Hayli bir zaman oldu.

Ben eski ben değilim.

Yüzüm gülüyor olsa da, içim kan ağlıyor. 

Ama senin benden haberin yok.

Sen gününü gün ederken,

Ben, gıcırdayan paslanmış gönül kapılarımın pasını,

Varlığınla bertaraf etmeye çalışıyorum..

Beni bana küstürmekle,

Beni benden almakla,

Bam telime basmakla, mutlu oluyorsun sanki.

Bazen en manidar naraları attırıyor,

Bazen de haklı olduğum halde,

Bırakmıyorsun kendimi savunayım. 

Hiç ölmeyecek gibi, tapmışsın fani dünyanın albenisine.

Bir gün, içten güldüğüne şahit olmadım.

Ekmeği elinden alınmış çocuklar gibi, her daim ağlıyor,

İki yakamı bir araya getirmiyorsun.

Ayda yılda bir kez, güleceğim zaman,

Kursağımda bırakıyorsun, en içten gülmelerimi!

Zalimlik çok mu hoşuna gidiyor?

Binmişsin zalimlik atına, doludizgin gidiyorsun.

Çar naçar etmişsin beni, kıblemi şaşırtmışsın bana

Ama buna rağmen, hep beni bana şikâyet ediyorsun.

Sen kendini her daim dev aynasında görmekle,

Neyi ispatlamaya çalışıyorsun.

Ben naz ve cilvelerinden, bıkıp usandım artık!


Ey sevgili!

Beni, karanlık çıkmaz sokaklara sokmakla,

Sevdalı gönlümün, gül fidanlarını kurutmakla,

Aşkın ağılı hançerlerini, bağrıma saplamakla,

Beni yâd ellere muhacir etmekle,

Mutlu mu oluyorsun?

Söyle de bileyim!

Bilmek benim de hakkım değil mi?

Akranlarım zevki sefa içinde, günlerini gün ederken,

Ben ise üstü başı yırtık, saçı sakalı birbirine karışmış deliler misali, 

Cadde ve sokakları arşınlıyorum.

Kibar olmaya çalışıyorum olmuyor,

Kadir kıymetini fazlasıyla biliyorum olmuyor,

Kendimi paralıyorum olmuyor,

Konusu sen olan, ve her cümlesi birbirinden manidar olan, 

Kesik uçlu kalemlerle, en uzun şiirleri yazıyorum olmuyor,

İtiraf edecek olursam, ne yapacağımı şaşırıp kalmışım.

Yeter artık bana bu yapıkların, canıma tak etti.

En zengin sofralardan bile, doymadan kalkıyorum

Zira kalmamış iştahım.

Yemeye doyamadığım, en sevdiğim yemeklerin bile, tadı tuzu yok.

Her şey yavan geliyor.

Sebebi hikmetini, çok uzaklarda aratma bana!

En küçük mutluluklara bile, hasret kalmışım.

Mutluluğun her türlüsü şatır bir güvercin misali, uçup gitmiş yuvasından.

Kuş tüyü döşekler, bana taş gibi batıyor.

En görkemli saraylarda da, ruhum ha bire daraldıkça daralıyor.

Gül sevdalısı bülbüllerim, eskisi gibi bir hoş şakımıyor.

Rengârenk Muhammedi gül bahçelerimin gülleri de,

Eskisi gibi bir hoş kokmuyor.

Hiçbir şeyin cazibesi kalmamış nazarımda.

Yani anlayacağın ben, eski ben değilim.

Varını yoğunu kaybetmiş bir tacir gibi, iflas etmişim sanki.

Pazılı güçlü bileğimi, bir çocuk bile yeniyor,

Uzak ile yakını ,birbirinden ayırt edemiyorum.

Keşke, kalan ömür miadımın en güzel yıllarını alsaydın benden,

Ama hal ve ahvalim bu kadar içler acısı, bu kadar yaman olmasaydı.


Ey sevgili

Her şeye rağmen, seni sevdiğime pişman değilim.

Ne yaparsan yap,

Beni sana getiren yollarda yolcu olmaktan vazgeçmeyeceğim.

Bu emanet canım bu tende oldukça, sana meftunluğum,

Her geçen gün artıkça artacak.

Bu emanet canım bu tende oldukça,

Adın dilimden düşmeyecek,

Sararıp solsa da betim benzim,

Bu üç günlük dünya hayatı, bana zehir olsa da,

Seni senden değil,

Seni ondan bundan sorsam da,

Ayda yılda bir karşılaştığımızda,

Bana celalli ve haşin baksan da,

Gamzeli yanaklarını her gördüğümde,

Unuturum her şeyi.

Bir tatlı tebessümün benim için değer her şeye.

Ama ne olur yeter ki, sana olan aşk ve sevdamı, hor ve hakir görme!

Bu ölümlü dünyada, bunu bana çok görme!

Zaten ömür miadımın, dörtte üçü geçmiş.

Hiç olmazsa kalan ömür miadımın aşk ve şevkini

Kursağımda bırakma!

Sana dair olan umutlarımı, dumura uğratma!

Dünya bir yana, varlığın bir yana.

Sevda bahçelerinde, el ele, kol kola, dolaşmazsak da,

Beni ben gibi sevmezsen de,

Sana olan tarifsiz ulvi duygularımı önemsemezsen de,

Sana sevdalı yufka gönlümdeki otağını bilmezlikten gelsen de,

Beni şirin uykulara hasret bıraksan da,

Beni hor ve hakir görsen de,

Tarifinden aciz bir kıymet ve değerin var gönlümde.

Ahhh Ey sevgili, ahhh ey sevgili, ahhh ey sevgili….

15-16/Mayıs/ 2019

( Ey Sevgili Beni Ondan Bundan Sorma başlıklı yazı sadeceo tarafından 16.05.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.